Gerçek şu ki kelimelerle iletişim kuramadıkları için birbirlerini sürekli yanlış anlıyorlardı. Yine de bu, şahsına münhasır bir yakınlık doğurmuyor muydu?
Başka bir zamanda Bayan Barret onu aynanın önüne götürür ve neden havlayıp titrediğini sorardı . Karşısındaki kahverengi küçük köpek kendisinden ibaret değil miydi? İyi ama "kendisi" neydi? İnsanların gördüğü kişi mi? Ya da olduğun kişi mi?
Flush bir biyografi kitabı. Virginia Woolf bir köpeğin bakış açısıyla bize Bayan Browning'in yani, Victoria döneminin en ünlü şairlerinden biri olan Elizabeth Barrett Browning'in hayatını anlatıyor. Yine de okurken pek çok tepeden bakan cümle vardı, sık sık tanrısal bakış açısı kullanılmıştı.
İçeriğin beni bu kadar saracağına dair hiçbir fikrim
Wimpole Sokağı'nda geçirdikleri günlerde bir keresinde Bayan Browning sebepsiz yere ağlamıştı ve yine bir keresinde elindeki lekeli kağıdı havaya kaldırıp gülmüştü.
Babası tarafından hasta olduğuna inandırılıp karanlık bir odada, güneşten, açık havadan uzak yaşamaya mahkûm edilen Elizabeth Barrett, Victoria Dönemi’nin en ünlü şairlerinden biridir.Robert Browning’le birbirlerine aşıkdırlar, ve kendi hayatlarını kurmak üzere Floransa’ya kaçarlar, Barrett ve Browning’in mektupları Virginia Woolf’un eline geçtiğinde, herkes gibi o da hayran olduğu Elizabeth Barrett’ın anlatım yazım diline hayran kalır. Ve Barrett’ın köpeği Flush hakkında yazdıklarını o kadar etkileyici bulur ki hikâyeyi onun üzerine kurgulamaktan kendini alamaz. Flush, bugüne dek sessiz kalan dostlara söz hakkı vererek aşkı, mutluluğu, mutsuzluğu ve hatta aristokrasiyi, sınıfsal farklılıkları, kısacası dünya düzenini onların gözünden anlatan, bir kitap.
FlushVirginia Woolf · Can Yayınları · 1993393 okunma