Yazarın tabiriyle, " ..Bu ne aldatılmaya benziyordu ne kandırılmaya. İnsanlar, bu onursuzluğa inanmayacaktı; yargıçlar, bu davada aciz düşecekti ve Tanrı, böyle bir günaha yeni bir cehennem yaratmak zorunda kalacaktı. "
İşte tüm bu betimlemeler tek bir kişiye; Benjamin.
Kitap, yalanlardan ve fantezilerden oluşan, bu uğurda her şeyi göze alan Benjamin ve çevirdiği dolapları anlatıyor. Finali ise tüyleri diken diken ediyor.
MerryLiss Taylor'ın şu ana kadar 2 kitabını okudum. Her ikisi de, kitabı bitirip bir köşeme çekildiğimde daha önce hiç sorgulamadığım şeyleri sorgulattı bana, büyük izler bıraktı. Yazarın sohbet havasındaki uslubu yeri geldiğinde sanki son derece ciddi bilimsel bir makale okuyormuşçasına hizzaya sokuyor, yeri geldiğinde ise bir anda pat diye kitaptan dışarı çıkıp karşılıklı kahve içerken sohbet edecekmiş hissi veriyor. (hatta bazen dayanamayıp baş karakteri Benjamin'e sövüyordu.. ps: o kadar haklıydı ki bunda!)
Yalanların, aldatmaların ve kabullenilmiş bir aldanmanın, psikolojik şiddetin, bilinçaltının, tam anlamıyla manipülasyonun ne olduğu derin derin anlatılıyor.
Farklı, alışılmışın dışında ve sınırları zorlayan bir kitap.