Aslında yıllardır film, dizi, kitap, çizgiroman şeklinde karşımıza çıkan popüler kültüre mal olmuş bu kitabı ilk defa inceleyici tarzda okudum. Alıntıladığım çok yer oldu zaten hikayelerde o kadar çok paylaştım ki bıkmış olabilirsiniz. Bayağı derin düşünceler içeriyordu. Zaten Shelley Prometheus'un cezasını göz önünde bulundurarak yazmış. Biz her ne kadar Frankenstein olarak adlandırsak da orijinal adı yukarıda da belirttiğim şekilde. Yazar, yağmurlu bir günde çok tanıdık isimlerle atıyor bu kitaba adımlarını. Lord Byron, John William Polidori, Claire Clairmont. Hikayeyi herkes bildiğinden konusunu anlatmıyorum. Hikayemiz mektuplarla başlıyor. okuyucuyu hikayeye çekmek için güzel bir yöntem olduğunu düşünüyorum. İfadeler oldukça güzel. Victor'un yaşadıklarını okurken derin bir çaresizliğin getirdiği depresyon göze çarpıyor. Canavarın bölümlerini okurken ise acıma duygusu, sevgisizlik hakim. Sevgisizliğin ve zorbalığın Minnoş bir varlığı ne hale getirdiğini okuyoruz. Tam bir intikam hikayesi. Bayıldım ve birçok yeri not aldım. Kesinlikle herkesin okuması gereken eserlerden. Korku klasikleri içerisinde yer alıyor olması sanırım yazıldığı dönemde korkunç olarak nitelendirilmesinden kaynaklı. Genel olarak bakıldığında bir canavarın yaratılmasından ziyade dram ve duygular ön planda.
