Frankenstein - Mary Shelley
Frankenstein; herkesin korkunç canavar diye bildiği, aslında onun yaratıcısı olan bilim insanının ismi Victor Frankenstein.
Kitapta bu yanılsamamla birlikte bir çok doğruya ulaşmış oldum.
Öncelikle ilk kez Shelley ile tanışmama rağmen asla yabancılık çekmediğim bir dil okumak bana inanılmaz zevk verdi. Kalemi, üslubu, olay akışı, örgüsü her şey o kadar yerli yerindeydi ki, bir an duraksamadan takılmadan okuyup bitirdim.
Ayrıca yazarın kendi döneminde karşılaştığı zorlukla mücadele etmesi, önyargıları aşmak adına kitabını isimsiz yayınlaması benim için her şey daha özel kıldı elbette.
Benim için kitap iki çıkarımdan ibaret.
İlki; bir insanın kendi çıkarları doğrultusunda, başarı sarhoşluğuyla nasıl da kör olabileceğini gördüm. Gercek hayatta da böyle değil mi? Kimimiz bunu bir insan, canlı, canavar yaratarak yapıyor.
Kimimiz egomuzu tatmin etmek için başkalarını hiçe sayarak.
Bir başkası başka bir yolla..
İkinci ve beni daha derinden sarsan çıkarım ise;
Frankenstein ın kendi elleriyle var ettiği insanın, yaşamda gerçeklerle yüzleştiğinde dönüştüğü şey. İnsanların önyargıyla bir insanı nasıl canavara dönüştürdüğü.
Bir insanı anlamak onu hissetmek, görüntüsünden daha önemli olmalıydı.
Sevgi ve belki biraz şevkate ihtiyacımız olan yerde, kötülükle karşılaşınca hepimizin içinde oluşan minik bile olsa o hırsın insanlık dışı boyutlarını ne yazık ki hayretle okudum.
Benim için çok geç kalınmış bir okumaydı, muhtemelen son okumam olmayacak.
Çok çok şiddetle tavsiyedir.