Yunanlılar, yalanı Hermés isminde genç ve güzel bir ilahın şekliyle temsil ederlerdi. Hermés'in ağzından altın zincirler akardı; bunlar dinleyeni söyleyenin ağzına bağlayan sözün ve yalanın sihirli bağları idi.
Bizde de Avrupalı böyle olunuyor zaten sayın Haşim!
Kafası ne olursa olsun, bir insanın Avrupalı unvanına hak kazanmak için muhakkak sırtında ceketi, ayağında bir pantolonu ve başında şu veya bu biçimde bir şapkası olmak lazım. Bu hazin ve renksiz kıyafet medeniyetin üniformasıdır.
Gece, her çeşit kuruntuların kafatasımızın kovuklarından çıkıp hakikat çehreleri takınarak sürü sürü ortaya dağıldıkları yeri ve göğü tuttukları saattir.
Macaristan'dan ve Avusturya'dan itibaren içerde ve dışarıda her şey bana değişmiş göründü. Geçilen memleketlerin medeniyet ölçüsü olan vagon-restoran hizmeti ve hat boyunda manzaralar... Sembolist şairlerin bütün o titrek hayalleri, karşımda hakikat olmuştu.