Bu kitabı okuduktan sonra kendisine acıların ve aşkların kadını diyebiliriz sanirim. Çocuk yaşta başlayan sağlık sorunları, gençliğinin başında geçirdiği kaza ve sonrasında bitmek tükenmek bilmeyen ameliyatlar,tedaviler,hastaneler,ilaçlar, acılar. Ne kadar trajikomiktir ki kaza onun hayatından pek çok şey çalmış ama daha farklı yönlerde pek çok şey kazandırmış. Kitapta da atıfta bulunulan "sanatçıların acıdan besleniyor" olması durumu hayatında ne maddi ne manevi acının eksik olmadığı Frida için sanatı adına bı kazanım belki de. Sadece sorgulamaktan kendimi alamadığım konu saplantı derecesinde olan Diego aşkı (!). Kendini aldatan ( defalarca, en yakınlarıyla bile, hoş Frida'da boş durmamış) birine karşı, onsuz yapamam yaşayamam yaklaşımı fazlasıyla itici gelebiliyor.
Kitap babasının ailesinden başlayarak uzun bir hayat hikayesi. Gerek Frida gerek Diego'nun duruşları ve hayat görüşleri sebebiyle aralarda dönemin siyasi, sanatsal, toplumsal olaylarına, coğrafi ve kentsel özelliklere de deginilerek ilerliyor. Kendi günlüğünden ve mektuplarından örneklere yer verilmiş. Kitabın en arkasında kitap içinde adı geçen tablolar ve fotograflar kuşe kağıda basılmış (kopmaya çok müsait ama hoş bir ayrıntı).