Frida Kahlo... Hayalimde süslediğim ve gerçekte olan Frida ne yazıkki beni hayal kırıklığına uğrattı. Öncelikle yaşamı boyunca yaşadığı sağlık sorunlarına doğa üstü bir güçle kafa tutması, yaşamı sevmekten hiç vazgecmemesi takdir-e şayan. Ama gel gelelim kafamda uyarladığım aşk kadını, acı çeken, kocası tarafından aldatılan kadın profilinden fersah fersah uzakta. Diego, Frida'nın tamamen takıntısı veya bağımlılığı olmuş diye düşünüyorum. Yoksa aşk aldatmaların içinde barınamaz. Kaldı ki bu sadece erkek tarafından yapılmıyor, Frida da aynı hızla adına aşk dediği aldatmaların içinde bulunuyor. Bu konuda şaşırdım. Frida Kahlo'nun feminizm öncüsü olduğu söylenirdi. Bir kadın olarak kendisi aldatılmaktan acı çektiğini söylediği halde başka bir kadına da aynı acıyı yaşatan konu objesi oluyor. Yine buradan da anlaşıldığı üzere kadına en büyük kötülüğü yine kadın yapıyor.
Kitaba gelince, daha önce biyografi olarak Sabahattin Ali'nin hayatını konu alan Yeşil Mürekkebi okumuştum. Osman Balcıgil'in anlatımına hayran kalmıştım. Ama aynı şeyler bu kitapta tezahür etmedi malesef. Kitap beni içine çekemedi yada şöyle diyebilirim benim düşünceme ters yaşam tarzı, umduğumu bulamamam beni kitaptan soğuttu.
