Yine bir yeraltı edebiyatı eseri, yine bir efsane. Rahatsız edici, okurken kendinizi dürtülmüş gibi hissediyorsunuz. Aslında Yeraltı Edebiyatı'nın hayatın ne kadar içinde olduğunu görüp şaşırıyor hatta kısa bir tedirginlik geçiriyorsunuz.
"Hayatının bileşenleri yolunup gidip de tüm tutkular ve umutlar buharlaşınca kendiliğinden bir yalınlığa ulaşırsın.Tıpkı tek yönlü bir zembereğin tekrar tekrar kopması gibi."
Yine bir yeraltı edebiyatı efsanesi daha. Eğer edebiyatın en marjinal türünden hoşlanmıyorsanız hiç boşuna yaklaşmayın ama hoşlanıyorsanız bu kitabı okumuşsunuzdur zaten.
Babanın parasıyla oturduğun sıcacık evinden okuyup anlayabileceğin bir kitap değil bu. Soğuk, açlık, yalnızlık ... Bunların ne anlama geldiğini bilmen gerekir ki bazı şeyler hissedebilesin. Neden dün gece intihar etmediğini düşünmeyenler için sıkıcı ve boş bir kitap olacaktır muhtemelen.