İşgal altındaki Anadolu'nun kaderi değişmeye başlamıştı. Bir Genç Kız Yetişiyor 9 Eylül, 1922 izmir, Kramer Palas Sevgili güzel kızım, Füreya'm. Son derece yorgun olmama rağmen, sana verdiğim sözü tutmak üzere, gün ışırken kalktım ve sana bu mektubu yazmaya koyuldum. Aslında tarihi 10 Eylül diye atmam gerekirdi. Çünkü saatler evvel, yeni bir gün döndü. Ama biz burada hâlâ dünü yaşamaktayız. Keşke 9 Eylül'ü günlerce uzatabilsek. Çünkü bizim zafer anımız, şanlı askerimizle Đzmir'e girişimiz 9 Eylül'dür. Hâlâ bu kutlu hadisenin tesiri ve sevinci içinde olduğumdan ve elinde o güne ait bir vesika bulunsun diye, tarihi 9 Eylül diye yazdım. Bir asker, canını feda etmek, ailesini bir daha hiç görememek pahasına savaşa gittiği zaman, bir tek beklentisi vardır. Evine muzaffer dönmek. Đşte ben bu yüce duyguyu, çok az insana nasip olabilir şekilde dünden beri yaşıyorum.
Hakkiye Hanım, Füreya'ya kemanını getirip çalmasını söyledi. Füreya bir süre nazlandıktan sonra, özellikle Mustafa Kemal'in ısrarı üzerine, yukarı çıktı, kemanını aldı indi. Ama inmeden önce, bir koşu aynaya gidip, saçlannı düzeltti ve parmak uçlarını diliyle ıslatıp, kaşlarını yukarı kaldırdı. "Ne çalayım?" diye sordu
Füreya Koral, yaşama 26 Ağustos 1997 yılında, Osmanoğlu Kliniği'nde veda etti. Cenazesi 28 Ağustos'ta Dolmabahçe'deki Bezm-i Âlem Valide Sultan Camii'nde kılman öğle namazından sonra, Dolmabahçe rıhtımına yanaşan bir motora konarak Büyükada'ya götürüldü ve büyükbabası Şakir Paşa'nm yaptırdığı Müslüman Mezarhğı'ndaki aile kabrinde toprağa verildi. O şimdi, yaşama başladığı yerde, Büyükada'nın çamları altında, Cumhuriyet devrinin ilk kadın seramikçisi olmanın ve kendinden beklenildiği gibi, sanat dalında ülkesine çok şey vermenin gururu içinde uyuyor. Teşekkürler