Furkan Allah'a Emanet Ol sözleri ve alıntılarını, Furkan Allah'a Emanet Ol kitap alıntılarını, Furkan Allah'a Emanet Ol en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Allâh’a emanet edilmek, Yaradanın rahmet yağmuruna şemsiyesiz bırakılmak, onun vereceği derde de, kedere de, ihlasa da, sınava da, huzura da layık olunabilecek sıfatta olmak demekti.
Biri sen de bu sıfatı görebilmişse, sen o sıfatta görülmüş olmanın hakkını vereceksin, tefekkür edeceksin.
Rabb’ine teslim olacaksın. Biri seni Allâh’a emanet etmişse seni görmeden ölmez. Biri seni Allâh’a emanet etmişse kimse seni çalamaz. Bir insanın emanet edebileceği en güvenli yer arşıâlâdır. Biri Allâh’a emanet edildiğinde eksiksiz ve bozulmadan bırakıldığı gibi geri alınır.”
Senden başkasına güvenmedim. Bana korkmamayı sen öğrettin. Yaram da sendin yarim de... Bu yüzden ben yaramdan hiç korkmadım. Ben yaramı hep sevdim. Ama bazı yaralar var ki merhemi ne aşkta ne ayrılıkta.
"Sen neden vazgeçmedin peki?" diye sordu bana. Cevabı o kadar uzundu ki...
"Hayatımda başkası diye bir şey olmadığı için seni hiç başkalarında aramadım. Aşk böyle bir şeydi işte. Senden ve benden kurulu dünyamda nasıl vazgeçebilirdim senden? Bu, insanın diğer yarısını inkâr etmesi olmaz mıydı? Bunu yapamazdım. Böylesi güçsüz bir karakterim yoktu benim. Unutma, karakterin güçsüzse sadece kendini oyuncak etmez aynı zamanda başkalarının da oyuncağı olursun" dedim ona."İyi geçen tek bir gecem,aydın olan tek bir günüm olmadı senden sonra.Öyle ya iyi gecelerin olmadan nasıl günaydınların olsun...
“Hani Nursen Yıldırım bir şiirinde diyor ya, “Yıllar sonra bile annenizin karşısına gururla çıkarabileceğiniz adamlara âşık olun, adı geçtiğinde sizi ne kadar üzdüğü belli olmasın diye gözlerinizi kaçırdığınız adamlara değil! diye
"Birbirimizi acıtmadan, kanatmadan seveceğiz. Bilirsin aşkta yarayı kalp alsa da acıyı ruh çeker. Kendini birine adarsın ama adadığın kişide sen olmazsın. Gider bir gün. Burada asıl kaybedilen giden değildir aslında. Gidenle birlikte gönderdiğin kendindir. Aşk güzeldir ama kolay değildir. Deniz gibidir aşk... Kimini boğar kimine yüzme öğretir. Ve en iyi yüzücüleri en sert dalgalar yetiştirir. Bunları sana söylemeliyim Zeynep. Çünkü aşkta insan söylediklerinden çok söylemediklerinden sorumludur. Doğru yolun yanlış yolcuları değiliz biz."
Zeynep başını adamın omzuna yaslardı bazen; ben ölürdüm. Bana ait olmayanı bana aitmiş gibi hissederek, başkasının kollarında izlemek öyle acıtırdı ki canımı.
Sadece biraz umut bekledim karşı kıyıdan. Çünkü ben herkesi kendi gibi bilenlerin diyarından geliyordum. Çünkü kapatmak için değildi benim kapılarımın hiçbiri...
Ama ben bir daha karşısına hiç çıkmadım onun. Uzaktan izlerken, artık daha uzaktan izlemeye başladım. Yaşamadıklarımızın hayaliyle yaşıyordum. Aynı hayalleri her gece kuruyor, sabah çöpe atıyor, akşam yine çöpten topluyordum. Yarım bir insandım ben artık. Yarım yamalaktım. İçimin acısı dinmedi. Onca kafiye buldum acılarıma yine de bir şiir etmedi.
Sadece şöyle tarif ederdim yaşadığım şeyi sorsalardı: Yağmur yüklü bir bulutun altındasın ve susuzluktan ölüyorsun ama o bulut sana yağmurunu değil gölgesini veriyor. Sen o buluta âşıksın ve bir gün sana yağmurunu yağdıracağını sanıyorsun. Ama o bulutun senden haberi bile yok ve başka birine sunuyor tüm bereketini.
Adam çok iyiymiş, hiç üzmezmiş karısını. Ne derse yaparmış. İyi ki de öyleydi. Yoksa benim bakmaya kıyamadığımı üzene nasıl bir düşmanlık beslerdim Allah bilir. Beslerdim de ne olurdu? Hiçbir şey yapamazdım ki... Bana ait değildi ve karışma hakkım yoktu. Hiçtim...