Şimdi bu kitabı baştan sona okuyarak içindekilerin
hakîkatlerini idrak ederek ârif olanlar, başlangıcın ve dönüşün ne demek olduğunu, ya’nî kendisinin ve çevresinin nereden gelip nereye gittiğini ve her
durak yerinde ne için durduğunu ve vücûdun hakîkatini anlarlar. Cehâletin
giderilmesiyle artık nasıl ve niçinler kesilir, ve âlem bakışlarında güzel bir eğlence mahalli olur. Velâkin yalnız cehâletin giderilmesi yeterli değildir; belki
insan varlığında çok büyük bir kuvvet olan “vehm”in dahi giderilmesi lâzımdır. Bu ise ancak bir insân-ı kâmilin kābiliyyete göre terbiyesi ve bu terbiye
çerçevesinde seyri sülûkun tamamlanması ile olur. Çünkü bilmek başka ve
olmak yine başkadır....
çok ağır bir kitap her okuyan birşey bulabilir ama
Tercüme: “Ey kainatın özü olan insan! Hakk’ın tevhîdini söz ile bulmak
mümkün değildir. Git, vehmin varlığını kaldır ki, Fusûsu’l-Hikem’den ve
Fahreddîn Irâki’nin Kitâb-ı Lemeât’ından bulamadığın bir sırrı kendinde bulasın.”
bu şekil bir giriş ile yazar da bunu beyan etmiş ...