Hikmetlerin Özü

Füsusu'l Hikem

Muhyiddin İbn Arabi

Oldest Füsusu'l Hikem Quotes

You can find Oldest Füsusu'l Hikem quotes, oldest Füsusu'l Hikem book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bizler, bir zamanlar Yüksek Harfler idik; "kainat satırları" arasına indik, cümleler olduk.
Sonradan olma bir varlığın oluşması ve kendisini yaratan Allah'a muhtaç bulunması, onun kendi nefsinde mümkün oluşundandır. Çünkü varlığı bir başkasının varlığına bağlıdır. Böyle olunca ihtiyaç bağışla irtibatlıdır ve yaslandıği İlahi Kudret'in kendi zatında varlığı zorunlu olması ve kendi nefsiyle varlığında hiçbir şeye muhtaç olmayarak her şeye karşı müstağni olması gerekir. O da, sonradan olma varlığa Kendi Zat'ıyla varlık kazandırandır. Öyleyse öteki varlıklar O'na nisbet olunmuştur.
Reklam
Hak, takva sahiplerinin zahiri olunca, yani onların zahir olan suretlerinin ta kendisi [ayn] olunca, (kemalatı ve övülesi şeyleri Hakk’a izafe ederek) Hakk’ı (kendi nefslerine) korunak [vikaye] kılan bu (kendileri için mekânın sözkonusu olabileceği bir zahir varlıkları kalmamış olan) takva ehli nerededir? Ve o takva sahipleri, bütün ehlullah indinde, insanların en yücesi, (zatî vahdaniyet ile nitelenmelerinden dolayı varlık ve yakınlığa) en layık olanı ve (bütün uzuv ve yetileri Hakk’ın olduğu için) en güçlüsüdür. Takva sahibi olan kişi, zaman olur ki, kendi nefsinin suretini Hakk’a korunak [vikaye] kılar (yani O’nu, kendindeki yerilesi şeyleri O’na isnad edilmeklikten korur). Çünkü, Hakk’ın huviyeti, kulun yetileridir. Böyle olunca, “kul” olarak adlandırılanı, “Hak” olarak adlandırılana korunak kılar — bilenlerle bilmeyenler ayrılsın diye. “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak işin özünü bilenler düşünürler” [Zümer Suresi, 39/9].
Bu, ilmin malum’a tabi olduğunu kanıtlar. Dolayısıyla, ayn’ının değişmezliğindeki [sübut] yokluk halinde mümin olan bir kimse, varlık halinde de aynı suret üzre zahir olur. Ve Allahu Teala, onun böyle olduğunu (yani, mümin olduğunu) ondan (yani, onun bu bilgiyi O’na vermesi yoluyla) bildi. Bundandır ki, “Allah hidayet olunanları bilir” [Kasas Suresi, 28/56] buyurdu. Ve yine Allahu Teala şöyle buyurdu: “Benim indimde söz değişmez..” [Kaf Suresi, 50/29] — çünkü Benim sözüm yaratmış olduklarıma ilişkin ilmimle sınırlıdır. “..Ve Ben kullarıma asla zulmedici değilim” [Kaf Suresi, 50/29] — yani, Ben onları şaki kılan küfrü kendi üzerlerine takdir edip de sonradan, onların güç yetiremeyecekleri bir şeyi kendilerinden istiyor değilim; Biz onlara ancak (değişmez aynlarındaki onlara ilişkin) ilmimiz kadarınca muamele ettik; eğer ortada bir zulüm sözkonusuysa, zalim olanlar ancak kendileridir.
Nisa suresi
Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının.
Kullar tarafından istenilen her istek ve dilek , ister acele olarak istenmiş olsun , isterse istenen ikram ve veriliş zamanı Allah'a bırakılmış olsun; belirlenmiş zamana uygunsa hemen kabul edilir. Dünyada verilmesine zaman uygun değilse, o dilek ahirette verilecek kadar geciktirilir.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.