Fütuhat-ı Mekkiyye 5

Muhyiddin İbn Arabi
Peygamberimiz(sav)’e Uymanın Önemi
Farz olmayan konularda Peygambere uymayla ilgili bir hususu terk eden kişi, terk ettiği şey ölçüsünde Allah’ın sevgisinden yoksun ka­lır. Ya da o, tam olarak Peygambere uymadığı için Allah’ı sevmek iddi­asında kendisini yalanlamış sayılır. Allah yolunun ehline göre bir insan, bütün işlerinde Peygambere uysa ve farz olmayan hususlardan birinde bile peygambere uymamış olsa, gerçekte uymuş sayılmaz. Kendisine uyup uymamanın serbest bırakıldığı hususlarda bile Peygamberin sün­netine uymasa, yine uymuş sayılmaz. Böyle bir insan Peygambere de­ğil, kendi arzusuna uymuştur. Bununla birlikte uyma gerçekleşmediği için zorunlu kılan nedenler de ortadan kalkar. Bu, bizce bir kabuldür. Allah Teala Hz. Peygambere şöyle buyurur: ‘Ey Muhammed ümme­tine de ki: Allah’ı seviyorsanız, bana uyun.’ Burada Allah, uymayı bir kanıt saydı. Halbuki herhangi bir konuda uymayı söylemedi. ‘Allah da sizi sevsin.’ Allah şöyle buyurur: ‘Sizin için Allah’ın peygamberinde en güzel örnek vardır.’ Bu ise, uyma demektir. Başka bir ayette ise ‘Ah­dimi yerine getirin’ -ki kast edilen Allah’ı sevmek iddiasıdır- ‘Ben de si­ze olan ahdimi yerine getireyim.’Bu ise, Hakkı sevme iddianıza karşı O’nun da sizi sevmesidir. Allah onların doğru sözlü olmalarının delilini, Allah’ın kendilerini sevmesi saymıştır. Allah’ın onları sevmesi ise, uymanın delilidir. Uymak ne kadar eksikse sevgi de o kadar eksilir. Al­lah ehline göre peygambere uymak, eksiklik kabul etmez. Özür ise, onu eksiltemez, çünkü özür halinde insan, herhangi bir konuda uyma­dan Allah tarafından engellenmiştir. Dolayısıyla böyle bir durumda Hak onun yerini alır.
Sayfa 396Kitabı okudu
Peygamber de ‘Oruç tutmalısın, çünkü oruç misilsizdir’ buyurdu. Böylelikle Hz. Peygamber, Allah’ın kullarına emrettiği ibadetler içinde orucun bir benzerinin olmadığını belirtti. "
Reklam
İtikâf mekanının anlam bakımından yorumu, mertebe demektir. Her ilâhı isim, iki ilâhî isim arasında bulunur. Çünkü Hakkın işi, dai­reseldir ve bu nedenle Allah’ın eşyadaki emri bir sona varmaz. Daire­nin başı olmadığı gibi varsayımsal olmanın dışında sonu da yoktur. Bu nedenle, âlem dairesel olarak kendiliğinden bulunduğu tarzda ortaya çıkmıştır ki, şekillerde bile böyledir. Tümel cismi kabul eden ilk şekil, dairesel şekildir ki, o da felektir. İlâhî hikmet, Aziz ve Alim’in takdirine göre bu felekler vesilesiyle Allah’tan meydana gelen şeylerin şekilde O’nun suretine veya buna yakın tarzda olmasını gerektirdi. Öyleyse her hayvan, ağaç, yaprak ya da taş veya cisimde daireselliğe dönük bir me­yil vardır ve bu zorunludur. Fakat bu durum, bazı şeylerde latif iken bazı şeylerde apaçıktır. Allah’ın yarattığı dağ, ağaç ve cisimlere baktı­ğında, daireselliğe dönük bir yöneliş görürsün. Bu nedenle küre şekli, şekillerin en üstünüdür.
Sayfa 226Kitabı okudu
…doğan her çocuk asalet bakımından mümindir. Ardından anne ve babasının inancı dünyevi işlerde onu etkisi altına alır.
Reklam
…sebeplerin etkisi onlardan soyutlanmaktan daha güçlüdür. Sebeplerden soyutlanmak hikmete*, onlara bel bağlamak ise bilgiye aykırıdır. *Allah’ın istediği amaca ulaşmak.
…iman bebekte daha sabittir. Çünkü bebek iman fıtratı üzerine doğmuştur. Fıtrat, bebeğin Allah’ın kulları üzerindeki rablığını onaylamaktır.
Farzların yapılmasında Allah’ın davetine icabet edilirken, sünnetler yapılırken peygamberin davetine icabet edilir. Çünkü Allah şöyle buyurur ayette: “Ey iman edenler, sizi çağırdıklarında Allah ve peygamberine icabet ediniz.” Çünkü peygamber Allah’ın emriyle davet eder ve bu durumda icabet edilen gerçekte Allah’tır.
Sufilerin ilkelerinden biri şudur. Uzun yıllar Allah karşısında ibadet halinde kalan bir arif, bir an içinde bulunduğu vakitte Allah’tan gafil kalsa, bu esnada kaçırdığı şey daha önce elde ettiklerinden çoktur.
Reklam
Kalbide ahirette sekiz şey taşır. Dördü zikrettiklerimiz* diğer dördü ise görünmeyenlerdir. Bunlar bilgi, kudret, irade ve kelamdır. *şeytandan gelen, melekten gelen, nefsten gelen ve ilahi düşünce
kıyamet günü, herkes için ‘pişmanlık ’ günüdür. Bu bağlamda mutlu şöyle der: ‘Yazık bize! Keşke daha çoğunu yapsaydım.’ Bedbaht ise şöyle der: ‘İhmal ettiğim işler nedeniyle yazık bana!’ Bu nedenle de ‘hasret (pişmanlık) günü’ diye isimlendirildi. Çünkü kıyamet günü böyle bir pişmanlığı ortaya çıkartır. Hasret kelimesi, ‘hasertü es-sevbe anni (elbiseyi kendimden çıkardım) ifadesinden gelir. Böylelikle altındaki ortaya çıkar.
Gerçekte kul seçiminde mecburdur. Bununla birlikte seçim, efendisinin emrinden kaynaklanır. Öyleyse kul, hiçbir zaman kulluğundan ayrılmaz ve hakkın kendisini seçimi zorunlu yapmasında rabbibe benzemiş sayılmaz.
Haccın fiillerinin büyük kısmı, salt taabbüdi fiillerdir(ibadet maksatlı). Fakihlere göre bu fiillerin bilinen bir sebebi yoktur. Öyleyse özü gereği bu fiil, hikmetin kendisidir, yoksa onu zorunlu kılan bir hikmet nedeniyle konulmamıştır. Hacda diğer ibadederde bulunmayan sevap bulunduğu gibi diğer amellerde bulunmayan İlâhî bir tecelli de vardır.
Hz.Peygamber şöyle buyurdu: “Bizim orucumuzun Hıristiyan ve Yahudilerin orucundan üstünlüğü sahur yemeğidir.”
Resim