Çok karışık hissediyorum bu seri için, ne yazacağımı da bilemiyorum. İlk iki kitabı okudum, sonuncuyu okumadım. Merak etmiyorum açıkçası. Her kitabın sonunda her şey çözümleniyor ve kavuşup mutlu mesut oluyorlar, hayır ne olabilir ki diğer kitapta diyorum. Bilmiyorum bir süre sonra özlersem bu hikayeyi diye o zamana bırakıyorum son kitabı. Dediğim gibi çok karışığım bu hikaye için; bi çok seviyorsun, bir bazı yerlerde sıkılıyorsun. Bence gereksiz uzatmalar vardı.
Bir kere kesinlikle erotik romans değil, neden bu kategoriye koymuşlar anlamadım. Elli ton ve crossfire serisi tamam onlar bariz yani ama bu kesinlikle değil. Bir de Elli Tonla karşılaştırmışlar ki alakası yok. Tek ortak noktaları Ana ve Julianın karakter benzeşmeleri. Hele Grey ve Gabriel birbirinden çok çok farklı iki karakter. Bir kere Gabriel Grey’e göre çok fazla centilmen bir adam ve yanındaki kadına çok fazla saygı duyup onun duygu durumunu çok önemsiyor, o yüzden iki uç karakter diyebilirim. İkisi de Alacakaranlıktan esinlenilmiş ama Gabriel serisinin kemik olay örgüsü neredeyse birebir. Burada benzerlikleri sıralamayayım spoiler olmasın diye ama ben çok aşırı benzettim.
Güzel, okunabilir hatta hikayeyi seviyorsun da ama diğer serileri okuduğum gibi hemen diğer sayfayı çevirmem lazım sabırsızlığı çok olmadı. Ama dediğim gibi seviyorsun. Bir adamın ilahi boyuta ulaşacak kadar olan aşkını görmek için bile okunur. Hele Gabriel için kesinlikle okunur. Bu arada kitapta en sevdiğim bölüm Gabriel’in Julia’nın Beatrice olduğunu hatırladıktan sonra ondan bıkmadan usanmadan özür dilediği kısmı çok sevdim.