Bu"bencil tatmin" dinamiği, arzuya tapmayı getirdi. Karikatürize edersek: Bu biçimde "eğitilen" gençler, arzularını, diğer insanlar ve yasalar da dahil, her şeyin üzerinde tutuyorlar. Böylece, kötü yapılanmış bu çocukların büyük bir yüzdesi mihenk noktalarını yitiriyor, bu toplumda kendilerini kötü hissediyor, kendi içlerine kapanıyor ve olguyu daha da belirgin hale getiriyorlar. Suç sarmalının içine hapsoluyorlar. Dünyada şiddet böyle patlak verdi ve seri katillerin ortaya çıkışını giderek kolaylaştırdı; seri katil dediklerimiz tam olarak şöyle tarif edilebilir: Diğer her şeyin önünde gelen zevklerini saplantı edinmiş kişi.
İlk insanlar olan Adem ve Havva'yı düşünüyorum; itaat etmedikleri için cennetten kovuldular. Onların öz çocukları Habil ve Kabil kurban ve katil oldular. Arkalarından gelen insanlık sonunda Tufan'da boğuldu, çünkü topyekun kötüleşmişti. Bizim için hangi umut var? Tanrı'nın kadiri mutlaklığı ve iyiliğine rağmen kötülük mevcut. Öyleyse Tanrı yok. Ya da bizimle dalga geçiyor. Ve bizim mutsuzluğumuzla. Çünkü o ta baştan beri biliyor, bizi kusurlu yarattı. Başarısızlığa adanmış olarak. Bizler acımasız kozmik bir gücün oyuncaklarından başka bir şey değiliz.
İki günde okunabilecek kadar akıcı bir kitabı bölük pörçük okuyup kitaba haksızlık etmemeli. :)
Yine sözde insanlığı kurtarmak için yapılan bir deney, yine insan olma vasfını yitiren denekler ve yine çok korkunç bir serüven.
Gaia TeorisiMaxime Chattam · Doğan Kitap · 2009293 okunma