İstanbul'a gelince bu anlamda hangi kent bu denli büyüktür? Geçmiş de, şimdi de, gelecek de ondaki kadar yoğundur? Hangi kent talanın, haracın, sevginin, sevgisizliğin, erdemin, zulmün, barışın, savaşın, devimin, durukluğun, umudun, kanın kentidir? Hangi kent sisi, aydınlığı birlikte yaşamıştır? Bir ulusun umudunu, umutsuzluğunu kendinde toplamıştır? Tarih ondaki kadar başka hangi kentte diridir ve ağır basıyordur? İnsanımızın derecesi, barometresidir. Atardamarıdır. Geçmiş onda talandır, haraçtır. Tepeden bakandır. Şimdi, yabancılaşma, ayrım, kandır. Bir dukalıktır: Her şey onun buyruğunda, onun doğrultusunda yeşerir, biçimlenir, doğrulanır. Sis yoğunluğunu onda kazanır, ondan dağılır. Kentlerimiz onunla hizaya gelir. Direnç de, baskı da onda çöreklenir. Anamal, o dev ayaklı çamur, onda toplanır. Altın onda kararır, ipek onda yozlaşır. Böylece, gelecek de, geleceğin pusulası da ondan alır doğrultusunu. Düzenin kendisidir çünkü.