Düşmanlarının Gözünde Batı

Garbiyatçılık

Ian Buruma
"Bir Doğulu Batı'ya seyahat ettiğinde ya da bir Batılı Doğu'ya seyahat ettiğinde, her biri bir sosyal sınırı geçtiğinin kesin farkına varır ve bu sınır coğrafi sınırlardan da değil milliyet ya da ırk farklılıklarından çok daha gerçektir. Doğu'nun ve Batı'nın sosyal sistemleri birbirinin zıttı farklı prensipler üzerine kuruludur. Belirleyici farklılık kadının durumudur."
Sayfa 100 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
Örneğini Dostoyevski'de de gördüğümüz gibi Slavofillere göre sorunları insan ahlakıyla çözmeye çalışmamalıyız; bunun yerine Tanrı'dan mağfiret dilemeliyiz. Akıl yoluyla hayatın trajik anlamını kavrayamayız, ancak kalbin bilgeliğiyle bu kavrayışa erişebiliriz.
Sayfa 67 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
Reklam
Politik tartışmalar imkânsızlaşınca felsefe ve edebiyat politikanın yerini alır. Bu ondokuzuncu yüzyıl Almanya'sında da, o dönemin Rusya'sında olduğu gibi, geçerlidir ve Alman metinleri takma uzuvlar gibi Rusya'nın gövdesine eklemlenmişlerdir. Sert bir sansür düşüncelerin önemini arttırmış ve düşüncelerin hatta en ezoterik [batini] olanlarının bile çok önemli olduğu izlenimini yaratmıştır.
Sayfa 65 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
İnsanlar yabancı güçler tarafından aşağılanmayıp kendi hükümetleri tarafından baskı altına alındıklarında, genellikle maneviyatın saf ve yalın olan iç dünyasına çekilir ve kendilerini orada gücün ve seçkinliğin kötüye kullanışından azade hissederler.
Sayfa 65 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
+1
Hemen hemen Batılı gezginlerin hepsi gezi kitaplarında bundan söz ederler. Hepsi cinsiyet ayrımına (bu "gender" adlandırmasından öncedir) vurgu yapar ve Müslüman toplumlardaki kadının kapatılmasından söz eder. On- dokuzuncu yüzyılda Suriye'de çalışmalar yapmış bir misyoner olan Henry Harris Jessup "Muhammediler hem reddedemez hem inkâr edemez kadının bir ruhu olduğunu, ama kadına öy- lesine vahşice davranırlar ki doğal olarak inkâr gibi bir anlam çıkar" diye yazmıştı. Onu en çok rahatsız eden kocaların karılarını dövme alışkanlığıydı. Ama anlattıklarından çıkartılacağı gibi bu davranış cahil "Muhammedî"ler arasında görüldüğü kadar onların Suriye'deki Hıristiyan komşuları da aynı davranış içindeydiler. Ruth Woodsmall karıları dövmenin, peçenin, sosyal değişimin barometresi olduğunu kestirecek kadar akıllıydı.
Sayfa 101 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
Ne zaman şehir kavramı açgözlülüğün, tanrısızlığın ve köksüz kozmopolitliğin kötücül simgesi olarak neredeyse tümüyle Batı ile ilişkilendirildi? Ne zaman Batılı metropolis Garbiyatçı nefretin asal odağı oldu? Ne de olsa pek çok ırkı barındıran büyük şehir, tamamen Avrupalı ya da Amerikalı bir olgu değildi geleneksel olarak Müslümanlar büyük şehirlerden nefret etmezlerdi. Aksine, İslamiyetin ilk yıllarında göçebe cehaletten kurtulmak için şehirleşme teşvik edilmişti. Yüzyıllar boyunca Bağdat ve İstanbul ticaretin, bilginin ve eğlencenin merkezleri olmuştu. Daha doğuda Beijing'in zenginliği ve göz alıcılığı onüçüncü yüzyıl Venedik 'inden bir gezgini kendine çekmişti. Çin'in incelikleriyle karşılaştırıldığında onyedinci yüzyılın Amstersam, bütün zenginliğine karşın, bir taşra kasabasının mütevazı çekiciliğine sahipti. Ondokuzuncu yüzyıl sonlarına kadar Japon başşehri Edo, Londra da dahil bütün Avrupa şehirlerinden çok daha büyüktü ve yoğun bir nüfusa sahipti.
Sayfa 24 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
Reklam
Sık sık modern Batı ile İslam dünyası arasındaki temel farkın din ile devletin birbirinden ayrılması olduğu söylenir. Din, bir kurumsal yapı olarak İslam'da yoktur. Mümin bir Müslüman, politika, ekonomi, bilim ve dini farklı kategoriler olarak ayırt etmez.
Sayfa 13 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
Pascal'ın dediği gibi, "kalbin kendi nedenleri vardır; bunu akıl bilemez." Kalbin nedenlerinden insanın kendi acı çekişleriyle ve başkalarının çektiği acıları görerek bilgilenilebilinir. Batı'nın hafsalası acı çekmenin büyük bir eğitici olduğunu almaz çünkü her zaman mutluluk peşinde koşmaktadır. Hedonizm ve anlaka çok fazla güvenmek Batı'nın en fazla muhtaç olduğu şeye, kurtuluş yoluna, engel olmaktadır.
Sayfa 67 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
+1
Pek tabii, Batı'dan nefret etmek için farklı kişilerin farklı nedenleri bulunmaktadır. "ABD emperyalizmi"nin sol düşmanlarıyla İslamcı radikalleri aynı kefeye elbette koyamayız. Her iki grup da Amerikan kültüründen ve şirketlerin gücünden nefret ediyor olabilirler, ama politik hedefleri işlevsel bir şekilde karşılaştırılamaz. Böyle olduğu içindir ki romantik şairler pastoral bir cennete özlem duyup, modern, çıkar ilişkileri içindeki metropolden nefret ediyor olsalar da bu, dünyada Tanrı'nın krallığını kurmayı amaçlayan dinci radikallerle ortak bir yanları olduğu anlamına da gelmemektedir.
Sayfa 12 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
... Voltaire 1726 yılının güneşli bir gününde İngiltere'ye ulaşıp Fransız mutlakiyetçiliğine karşı hücuma geçtiğinde, İngiliz özgürlüklerini de övmüştü. Polemikçi amacı doğal olarak abartmasına yol açmışsa da, Voltaire, iddiaları pek çok önemli gerçek içeren keskin gözlü bir gözlemciydi. Londra'daki hayran olduğu şeylerden biri de, bilimsel sorgulama özgürlüğü ve düşüncenin her şeyin üstünde tutulması kadar, aynı zamanda " pek çok adalet divanından çok daha saygın bir yerdir; burada insanlık yararına bütün ülkelerin temsilcileri bir araya gelir." diye tarif ettiği Royal Exchange'di ( Kraliyet Borsası). Pek çok Fransız aristokratı ve ve okur yazarının yaptığı gibi tüccar sınıfını aşağılamak bir yana, Voltaire bu sınıfı özgürlüğün hayati şartı kabul etmiştir. Orada, yani Royal Exchange'de " Yahudi, Muhammedi ve İsevi aynı dindenmişçesine hep birlikte işlem yaparlar ve Kafir adını iflas etmişler dışında kimse için kullanmazlar." diye yazmıştır.
Reklam
Artık Japonya'da görülür olmasa da insanların Batı dünyasıyla özdeşleştirdikleri her şeyden nefret, Amerika'yla örnekleşmiş olarak sürmektedir. Amerika Birleşik Devletleri şeytanın ete kemiğe bürünmüş hali olarak görüldüğü politize olmuş İslam ideolojisine bağlı radikal Müslümanları kendine çekmektedir.
Sayfa 11 - Yapı Kredi Yayınları, Cogito, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
Weimar Cumhuriyeti sadece Nazi gaddarlığı, ne olursa olsun muhalif olma aptallığı, askeri ihtiraslar ya da Moeller van den Bruck ve benzerlerinin ortaya attığı savlar nedeniyle çökmemiştir. Onu savunmaya hazırlıklı çok az kişi olduğu için çökmüştür
Resim