Sahaftan Kemal Varol'un 'Ucunda Ölüm Var' kitabını alırken gözüme ilişti bu kitap. İsmini çok kez duymuştum daha önce, hem böyle ilk baskılardan birini bulup fiyatı da çok uygun olunca kaçırmak istemedim. Ayrıca içerisindeki 1977/Ankara notu daha da kıymetli kıldı bu kitabı benim için. İyi ki keşfedip, iyi ki tanık olabildim bu başyapıta.
Konusuna gelince, isminden de anlaşılacağı gibi bir savaş, bir cephe ve aslında bir çığlığın romanı bu. Savaşın daha lise dönemindeki gencecik çocukların yaşamına nasıl girdiği, onların duygularını, hayallerini, umutlarını, yarınlarını çaldığını anlatan bri çığlık. Bunu yaparken de her şeyi olduğu gibi anlatıyor yazar. O savaşın içinde olmayan okuyucu son satırlara geldiğinde ölen arkadaşlarını, o cephedeki tüm sesleri, çıldırmak üzere olan o erleri, hastanelerin ölüm odaları denen o kısımlarını sanki içindeymiş gibi hissediyor iliklerine kadar. Ayrıca her şeye rağmen aralarındaki sıcacık dostluğun savaşın anlamsızlığını farkettirdiği o anları içiniz ağlayarak hissediyorsunuz.
Bu kitabı yazarı hem 1. hem de 2. Dünya Savaşlarını yaşamış birisi. Kitapta anlatılan da 1. Dünya savaşından bir kesit. Onun tüm kitapta anlatılanlardan çok daha kötülerini yaşadığını garip ama kitabı bitirdiğinizde hissedebiliyorsunuz.
Üzerinden onca zaman geçmiş hala savaş çığırtkanlığı yapan, insanların ölümünü savunan milyonlarca 'canavar' bulmanız işten bile değil. Ama her şeye rağmen inatla savaşın gerçek yüzünü, insafsızlığını, acımasızlığını savunan böyle şerefli insanlar oldukça umut her zaman var olacaktır. O insanlar var olsunlar.