Kaçağız biz. Kendimizden kaçıyoruz. Hayatımızdan. On sekiz yaşında idik; dünyayı, hayatı sevmeye başlamıştık, sevdiğimiz bu şeylere kurşun sıkmak zorunda kaldık. Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize. Biz bunlara artık inanmıyoruz.
"Bu kitap; ne bir şikayettir, ne de bir itiraf.
Harbin yumruğunu yemiş, mermilerden
kurtulmuş olsa bile, tahriplerinden
kurtulamamış bir nesli anlatmak isteyen bir
deneme, sadece." | E.M. Remarque
"Ne yapalım ki, insanlar farkında değillerdi
işin. Akılları erenler fakir, basit kimselerdi
aslında. Bu gibiler savaşa felaket gözüyle
bakarlarken, tuzu kuru olanlar sevinçten
uçuyorlar, harbin herkeslerden önce
asıl kendilerine zarar getireceğini hiç
düşünmüyorlardı."
Binlerce senenin medeniyeti, bu kan sellerinin akmasına bile mâni olamadıktan, bu yüzbinlerce işkence zindanını kapatamadıktan sonra, bütün o yazılanlar hepsi boş, hepsi yalan olsa gerek. Harbin ne olduğunu önce hastane gösterir.