Gayrimeşru İstanbul
Uğur AktaşOldest Gayrimeşru İstanbul Posts
You can find Oldest Gayrimeşru İstanbul books, oldest Gayrimeşru İstanbul quotes and quotes, oldest Gayrimeşru İstanbul authors, oldest Gayrimeşru İstanbul reviews and reviews on 1000Kitap.
İstanbul,velileri kadar delileriyle de ünlüdür ve çoğu zaman deliler ile veliler birbirine karışır.Anlamayan veliye deli deyip geçer,anlayan delinin yakınına varıp kendince dersler çıkarır.Kimi korkup kaçar,kimi dalgasını geçer ama İstanbul halkı delilerini genelde sevgi ve şefkatle anar.
Sayfa 99Kitabı okudu
"Kirli ayaklarını kirli ruha tercih eden" hippilerdeki cesaret, sahi bizde var mı?
Sayfa 148Kitabı okudu
Yeniçerilerin Balta Asma eşkiyalığı
Balta asma âdetinden en çok yemiş iskelesi, kapanlar ve Karaköy Limanı'na demirleyen gemiler nasibini alırdı. Baltanın asılması, o geminin güvenliğinin üstlenildiğine ve geminin kazancından pay alınacağına işaret ederdi. Gemilerdeki mal, yaş sebze ve meyve olduğunda balta sahipleri yükü kendi sahalarına indirir, kendi adamlarına diledikleri fiyata satar, mal sahiplerinden ise nakliye ücreti, depolama gibi işler nedeniyle ayrıca para alırlardı. Bu konuda anlatılan bir hikâyeye göre, Karamürselli bir tüccarın gemisindeki mallar boşaltılıp satıldıktan, ortanın yaptığı sözde nakliye, kantariye, hamaliye, dükkân kirası gibi masraflar hesaplandıktan sonra mal sahibi borçlu çıkarılır. Bütün malından olup üste de para ödemek zorunda kalan adam, ibret olsun diye kendisine çıkarılan hesap pusulasını Karamürsel İskelesi'ndeki kahvelerden birinin duvarına asar.
Sayfa 3 - Cumartesi Kitaplığı
Gemiye ya da binaya balta asmak isteyen iki yeniçeri ortası arasındaki husumetler ise Galata'daki Hendek'te halledilirdi. Hendek'teki bu hesaplaşmalarda ölümle sonuçlanan bıçaklı silahlı kavgalar yaşanır, yenilen ortanın kahvesi ve bölgesi diğerine devrolurdu.
Sayfa 5 - Cumartesi Kitaplığı
Gemilere, inşaatlara ve dükkânlara balta asıp onları himayesine alan kabadayılar, hoşlandıkları kadın ve oğlanlara da aynı muameleyi yapar, üzerinde mensubu olduğu ortanın baltasının işli olduğu bir mendil, peşkir veya yelpaze verirdi. Bu işe "balta vermek" veya "balta olmak"; herhangi bir kabadayının baltasını, nişanını taşıyana ise "baltalı avrat" veya "baltalı oğlan" denirdi. Baltali avrat veya oğlanlar sokağa çıktıklarında bu nişanları elbiselerinin görünen bir yerine asıp rahatça dolaşırlar, baltasını taşıdıkları kabadayıdan aldıkları güvenle alışveriş yaptıkları esnafa para vermeden dükkândan çıkarlardı. Baltalı avrat veya oğlanların bu türden ufak tefek gaspları esnaf tarafından mecburen hoşgörülse de, işi iyice azıtanlar zabıta amirlerince takip edilir ve ilk fırsatta yakalanıp Ağakapısı Zindanı'nda gizlice boğdurulurdu.
Sayfa 7 - Cumartesi Kitaplığı