Gazâlî'nin Felsefî Kelâmı

Frank Griffel
Türkçe Tercümeye Önsöz
Türklerin 1453 yılında İstanbul'u fethetmesinden kısa bir süre sonra, on beşinci asrın ikinci yarısında, Fatih Sultan Mehmet, Ebu Hâmid el-Gazâlî'nin ilmî mirasını yeniden değerlendirmeleri için Müslüman âlimleri yeni başkente davet etti. Sultan, bir müsabaka düzenlemiş, Gazâlî ile felâsife arasındaki tartışmayı en iyi bir şekilde muhakeme edecek ve iki taraftan hangisinin daha güçlü delillere sahip olduğunu hükme bağlayacak âlime bir ödül vadetmiştir. Sultan II. Mehmet'in bu daveti neticesinde yazılan eserlerden ikisi günümüze kadar gelmiştir. Müsabakayı Osmanlı dinî kurumlarında yüksek bir mevki işgal eden, Bursalı Muslihuddîn Hocazâde (ö. 893/ 1488) kazanmıştır. Hocazâde, Gazâlî'nin Tehâfütü'l felâsife'sindeki yirmi tartışmayı takip eden bir eser telif etmiş ve eserine Gazâlî'ninkiyle aynı başlığı vermiştir. İkinci eser Gazâlî'nin Horasan'daki doğum yeri olan Tûs'tan, Sünnî âlim Alâeddîn et-Tûsî'ye (ö. 887/1482) aittir. Bu eser de aynı şeldlde telif edilmiştir ve öyle gözüküyor ki, müsabakayı kazanan eser kadar iyidir. İki nesil sonra, on altıncı asırda, Hocazâde'nin kitabı önde gelen Osmanlı âlimlerinden Kemalpaşazâde'nin (ö. 940/ 1533) dikkatini çekmiş ve Kemalpaşazâde bu esere bir haşiye yazmıştır. Bu üç isim, Gazâlî ve felâsife arasındaki tartışmayı muhakeme etmeye teşebbüs etmiş Osmanlı âlimlerinden sadece en iyi bilinenleridir.
Klasik Yayınları, 2. Baskı
giriş
Bugün hem Batı hem de İslam dünyası, İslam medeniyetini geçmişe ait bir olgu olarak düşünmektedir. Biz, Antik Mısır ve Roma medeniyetlerine benzer şekilde İslam medeniyetinin de bir Altın Çağa yani ikinci/sekizinci asırdan başlayarak altıncı/on ikinci asra kadar süren bir refah ve keşifler dönemine sahip olduğunu düşünür ve bu asırları takip eden
Sayfa 17 - Klasik Yayınları, 2. Baskı
Reklam
ZAMAN ÇİZELGESİ
ZAMAN ÇİZELGESİ 445 / 1053 Horasan'da (İran'ın kuzeydoğusunda) Eş'arîlere yönelik işkence başlar. Cüveynî Hicaz'a hicret eder; Ebû'l-Kâsım el-Kuşeyrî Horasan'ın başkenti Nişâbur'da hapsedilir. Yaklaşık 448 / 1056 Gazâlî, İran'ın kuzeydoğusunda bulunan Tûs bölgesindeki iki büyük şehirden biri olan Tâberân'da dünyaya gelir. 455 /
Sayfa 13 - Klasik Yayınları, 2. Baskı
Gazâlî için tahkiksiz kabul (taklîd), bütün yanlışların kaynağıdır.
Sayfa 200Kitabı okudu
Tanrı,kapkaranlık bir gecede sert bir taş üzerinde yürüyen kapkara bir karıncanın ayak sesini dahi bilir,havadaki toz zerreciğinin hareketini idrak eder. Glzli ve açık olanı bilir. Kalpte saklı düşünceleri, zihinden geçen şeylerin hareketlerini ve sırların en gizlilerini kadîm ve ezelî bir şekilde bilir. Gazâlî
Sayfa 306Kitabı okudu
Yetkinlik ve eksiklik mutlak koşullar altında tezâhür etmez,onların tezâhürü birbirlerine nispetledir. Dolayısıyla, yetkin,kendi yetkinliğini izhar için eksiğe ihtiyaç duyar: Tanrı’nın cömertliği ve hikmeti, yetkin ve eksiğin birlikte yaratılmasını gerektirir.
Sayfa 365Kitabı okudu
Reklam
Gazâlî, Tûs’a geri dönerken yolda haydutlar tarafından soyuldu ve notları elinden alındı. Gazâlî yol kesici haydutların liderine “Notlarımı bana geri verin!” dedi O da “Bu notlar neyin nesi?” diye sordu. Gazâlî ise şu cevabı verdi “Çantanın içinde okuduğum ders kitapları var” sonra bana “Bu çanta elinden alındığında uçup giden şeyleri, nasıl olupta öğrenmiş oluyorsun o zaman şimdi tamamen cahil kaldın öyle mi?” diye sordu. Ardından çantamı bana geri verdi. Kendi kendime “Bu adam beni uyarmak ve hakkımda en iyi olana beni yönlendirmek için Allah tarafından gönderildi” dedim ve Tûs’a vardığımda dikkatimi bir daha soyulursam ilmimi kaybetmeyeyim diye üç sene boyunca bütün notlarımı ezberleyene kadar bu işe yönelttim.
Güneşin perdesini, yarasaların önünde açma, çünkü bu onların mahvına sebep olabilir.
Sayfa 309Kitabı okudu
Gazâlî ihyâ’sında peygamberlerin mesajlarını halka ulaştırırken semboller ve kıssalar (darbu’l-emsal) kullanmaları gerektiğini ifade eder. Tanrı peygamberlere insanların anlayışlarına göre konuşma görevi vermiştir. Cahil insanlar bu sembollerin yalnızca zâhirî anlamını kavrayacaktır. ilim sahibi kimseler bâtinî manayı anlarlar.
Sayfa 190Kitabı okudu
Yalnızlığı ve kalbimi zikir yoluyla arındırmayı arzulayarak inzivayı (Uzlet) seçtim. Gazâlî, el-Munkız, 38.21-22
Reklam
Gazâlî taklîd hakkında iki öğretiye sahiptir. ilimle meşgul olmayan dolayısıyla İslam kelâmına aşina olmayan sıradan insanlar söz konusu olduğunda, taklîde dayanmak tavsiye edilir hatta mecburidir. İslam alimleri, görüşlerini ve yargılarını bilgiye dayandırmak zorundadır.
Sayfa 200Kitabı okudu
Gazâlî, Tanrı’nın konuşmasının insanınkinden farklı olduğunu ve harflerden ya da sesten (savt) oluşmadığını; bilakis insanın iç konuşmasına daha yakın olduğunu belirtmektedir. Gazâlî, el-iktisâd, 121-24
Sayfa 188Kitabı okudu