Bir kuşla ilgili efsane şöyle der: Yaşamı boyunca yalnızca bir defa, yeryüzündeki tüm yaratıklardan daha tatlı, daha dokunaklı bir sesle şakır bu kuş. O gün yuvasından ayrılıp, bir Alıç ağacının acımasız dikenlerinden en sivrisini göğsüne gömer. Diken yüreğini parçalarken daha da içli bir sesle dile getirir acılarını. Dünya susar, kulak kesilir. Çünkü en güzel şeyler, böyle büyük azap pahasına elde edildiğini herkes bilir, ya da böyle der efsane.
Kalbine diken saplanan kuş değişmez bir yasayı uygular. Ancak kuş yasaya uyarak alıç ağacını ararken göğsüne bir diken saplanıp şakıyarak öleceğini bilmez. Diken kalbine saplandığı an bile öleceğinin farkında değildir. Kuş yalnızca canı kalmayana dek öter, öter. Fakat bizler, kalbimize dikenler saplandığında durumu biliriz. Bunu anlarız. Fakat bunu yine de yaparız. Yine de yaparız..."
Tüm roman boyunca Meggie'nin gözlerinin rengini bulamıyor Colleen McCullough