Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.32
Gazi ve Fikriye
Hıfzı TopuzDüşük Puanlı Gazi ve Fikriye Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Gazi ve Fikriye sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Gazi ve Fikriye kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.410 üzerinden
Bu bir roman değil. Tarih kitabı da değil. Okulda gördüğümüz İnkılap Tarihi ders kitabının sonuna eklenmiş kronoloji gibi. Yakın tarih ve kısmen de Atatürk' ün biyografisi bir kronoloji gibi madde madde sıralanmış. Tarihsel akış da düzgün gitmiyor. Bazı olaylar yeri gelince değil, unutulmuş da hatırlanınca sonradan, hatırlandığı zaman metne sokulmuş. Tarihsel yerine değil, denk gelen yere. Fikriye' den de sadece arada bir, yine bir madde ekleyerek bahsediyor. Fikriye Atatürk' ün biyografisinde bir ayrıntı olarak anılıyor o kadar desem çok abartmış olmam. Ne Fikriye' nin kişiliği ve özel hayâtı ne de Atatürk' le ilişkisi ayrıntılı anlatılmış. Kitabın adının gerektirdiği içerik oluşturulmamış. Bu konuda bilgi edinmek isteyeler de iyi bir roman okumak isteyenler de hayal kırıklığına uğrayacak.
Zaten ve dili ve üslubuyla da roman olması mümkün değil. Hatta herhangi bir edebi türe de sokamayız. Dili sade değil basit. Dil ve ifade yanlışları içeriyor. Okumak zaman kaybı oldu.
yalandan incelemeler/ Bölüm III
Eskiden okuduğunuz bir kitabı tekrardan okumanın en güzel yanı, sizde neyin eksildiğini ve neyin arttığını gözlemlemenize olanak vermesidir
Daha duygusal ve bununla birlikte daha da sinirli olduğumu keşfettim. Nasıl olurda önceden bu kadar sinirlenmemişim, hayret ederim doğrusu...
Kitap biyografi değil. Ne Gazi'nin ne de Fikriye'nin hayatı üzerinde, uzun uzadıya durulup anlatılmıyor. Kimdir bu Fikriye yahu, diye başlayan kitap, Gazi'nin doğumuyla devam ediyor. Söylemem gerekir; yazarın İttihat ve Terakki'den ve özellikle Edirne Fatihi Enver Paşa'dan nefreti beni hayliyle şaşırtmıştır..
Bir insan düşünün, 7 düvel ile çarpışmış,(!) binbir zorluklar ile elde avuçta hiçbir şey yokken; (!) tüm milletler tarafından ezilmiş ve hor görülmüş bir milleti tekrar şahlandırıp ayağa kaldırıyor. (!) Gel görki bir kadın tarafından yönlendirilsin ve onu en başından beri seven bütün mücadelesinde onunla olan yediren, bakan ve ilgilenen bir kadının ölümüne sebebiyet versin. Dünyayı da dize getirsen, sonuç olarak erkeksin ve aşktan, sevgiden anlamaz sadece şiir yazarsın. Tarihsel süreç 1924 yılına kadar büyük bir heyacan ile aktı...
Kitabı okurken üç duygu arasında gidip geldim ;
1. HAYRANLIK
2.KIZGINLIK
3.KIRGINLIK
FİKRİYE
Bir çok kişi kendisine acısa da aksine ben Fikriye’ye HAYRAN kaldım ...Cumhuriyet’e giden o zor dönemde Atatürk’ün yanında sergilediği duruşuna ,hiç bir beklentisi olmadan hiç bir karşılık beklemeden Atatürk’e olan aşkına, olgunluğuna, zerafetine, soyluluğuna, bağlılığına .
LATİFE
Kendisi için fazla yazıp parmaklarımı yormamaya karar verdim (vaktinde Atatürk’ü kaprisleri ile yeterince yormuş,bir de beni yormasın ) tek cümle ile özetleyeceğim kendisini ; Londra’da , Paris’te eğitim görmüş olabilir ama ;olgunluğu ,zarafeti ,soyluluğu insan kendi hal tavırlarıyla yaratır.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
KIRGINIM ; hatta hayal kırıklığı içerisindeyim de diyebilirim .Mükemmel bir asker , mükemmel bir siyasetçi ,mükemmel bir tarihçi ama gönül işlerinde içindeki VATAN ve MİLLET aşkından dolayı mı bilemem kendi aşkına yer bulamamış . Tüm dünyayı durduran ADAM Latifenin taşkınlıklarını durduramamış .Önsezilerinin güçlü olması İle günümüzde bile hala konuşulan ADAM ,Latife konusunda yaptığı hatayı görememiş .
Demiş ki ;
“Beni iki kadın çok sevdi: Biri yalnız ben olduğum için, öteki mevkim için” Al işte burda da yanılmış o “iki” ye beni de ekle etti “üç” Kırgın olabilirim ama bu kendisini MUSTAFA KEMAL olduğun İçin Sevmeme mani değil .
Tarih kitabı gibi olmuş pek romana benzemiyor ama akıcı dolu bir içeriği var. Çok fazla isim geçtiğinden kim nerede ne bakanıydı, ya da hangi cephede savaştı akılda tutmak zor oluyor. Tarihe ilgisi olanlar sevecektir tabii :))
Sonu hepimizin bildiği gibi Fikriye hanım intihar girişiminde bulunuyor, üzücü. Tek taraflı aşklar hep hüzünle bitiyor maalesef. Atatürk'ün medeni kanunu ilerleyen tarihlerde getirmek ve halka örnek olmak için evlenmesi de gerçekten üzücü... Biraz fazla spoiler verdim pardon.
Okunası bir kitap, teşekkürler..
Hıfzı Topuz, yine donanımlı bir eser bırakmış bize... Özelliklesırf kitabın adındaki gibi bir aşk görmüyorsunuz. Fikriye'nin, Mustafa Kemal Atatürk'e olan derin aşkını, yaşadıklarını, Büyük Önder'e olan bağlılığını okuyoruz. Fikriye bu aşk uğruna çok seçimler yapmış, çok fedakarlıklarda bulunmuş, haksızlığa uğramış, sürgün bile görmüş, canı acısa da sevmeye devam etmiş bir kadın... 15 yaşında başlayan bu tutkulu aşk, Fikriye hayata gözlerini yumana kadar eksilmeden sürüyor. Böyle fedakar bir insanın yanında, aşk üçgenindeki diğer bir isimse Latife! İyi bir eğitim almış, Mustafa Kemal'i ünvanı ve makamı için seven Latife... Fikriye gibi kalbiyle değil, mantığıyla seven Latife... Tüm bunları okurken, kitabın alt metninde Trablusgarb, I. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı gibi dönemin önemli olaylarına, mücadeleye ışık tutuluyor.
Benim için soluksuz okuyabileceğim bir kitaptı.
Şahsen Fikriye hanımın aşkı beni derinden etkiledi lakin yine de belirtmek isterim; daha çok gazinin girdiği milli mücadelenin kronolojik olarak sıralaması da yapılıyor romanda.
Keşke Fikriye ve Gazinin sonu böyle olmasaydı dedim kitap bittiğinde içim bir nebze buruk kaldı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün de belirttiği gibi;
"Beni iki kadın sevdi; biri yalnız ben olduğum için,öteki mevkiim için..'
Bu son böyle olmasaydı(keşke..)
Kitabı tamamen bir kurgu olarak düşünürsek beğendim diyebilirim. Ama açıkçası Atatürk bana biraz kibirli anlatılmış gibi geldi. Çanakkale'den zaferle dönerken "Şimdi bando mızıka takımı beni bekliyordur. E artık bi paşa olurum herhalde." tarzı düşünmesi komik geldi. :)
Ayrıca Fikriye Hanım'a çok üzüldüm ama gelin görün ki Latife Hanım'a da kızdığım bir yer olmadı. İkisi de kendine göre haklılarmış.
286 syf.
8/10 puan verdi
Kitabın ismi "Gazi ve Fikriye" olmasına rağmen sadece ikisi arasındaki ilişkiden bahsedilmiyor, aksine bu ilişkiye limitli olarak yer veriliyor. Zaten Hıfzı Topuz da, bu kitabı için, bu bir biyografi değildir, belgesel ve tarihsel bir kurgudur diyor. Mustafa Kemal'n çocukluğundan, gençliğine, tüm aile hayatı, okulları, arkadaşları, askerlik hayatı, savaşları, kurtuluş mücadelesi, başarıları herşeye değinilmiş. Cumhuriyet kurulana kadar tarihimize de kısa bir yolculuk yapıyoruz.
Bunun yanında sanıyorum ilk kez Mustafa Kemal'e çok kızdım, belki o da kendine bu konuda kızdı ama bir kere yanlış bir karar vermişti ve ondan dönemedi, bunları bilemiyoruz tabiki.
"Fikriye gibi sevmek" diye bir deyim olmalı belki de, çok acayip sevmiş Atamızı. Malesef dramatik bir sonu olması üzücü .
Severek okudum, tarihizimin unuttuğum kısımlarını hatırladım, özellikle de bu ülkenin nasıl zor şartlarda kurulduüunu bir kez daha hatırladım.
Güzeldi, tavsiye ediyorum, hatta daha ötesi, mutlaka okuyunuz diyorum.
Keyifli okumalar...
Gazi ve Fikriye 15 yaşında Mustafa Kemal'e aşık olan ve son nefesini verene kadar 12 yıl tutku'yu içinde yaşatan bir genç kadının hazin öyküsüdür. Fikriye'nin Mustafa Kemal Atatürk'e olan aşkının anlatıldığı bir eser, aynı zamanda tarihi olayların anlatıldığı bir eserdir.Tarihin bütün yaşantılarını gözler önüne seren bir eserde diyebiliriz. Yazarın sürükleyici ve akıcı bir dili vardır, okuyucuların rahatlıkla okuyabileceği ve seveceği bir roman diyebileceğimiz bir eser.
Fikriye İstanbul'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Paşa'nın yanına gelir, Mustafa Kemal paşa onu hoş karşılar Fikriye'nin gelmesine çok sevinir ve onu konuk eder, gelen misafirleri Fikriye karşılar artık herkes Fikriye'yi Mustafa Kemal'in eşi olarak görür. Mustafa Kemal ile Fikriye gizli bir evlilik sonucu evlenirler gizli olmasının sebebi ise dedikoduların önüne geçmek içindir. Bu evlilik hep gizli tutulmuştur.Büyük taarruz, 9 Eylül İzmir'in kurtuluşu ile araya ayrılık girer. Gazi burada Latife hanım ile tanışır.. O zamanlarda Fikriye verem hastalığına kapılır.Gazi onu Almanya'ya tedavi için gönderir. Ve ardından Latife hanımla evlenir. Bunu öğrenen Fikriye Çankaya'ya gelir. Mustafa Kemal onu soğuk karşılar keza Latife Hanımda artık Fikriye için yaşamak bir anlamsızdır, çantasındaki silahla intihar eder, hastaneye kaldırılır orada da zatürreye yakalanır ve gözlerini yumar.
Cumhuriyet döneminde yaşanmış trajik bir aşk öyküsü.
Mustafa Kemal'in deyimiyle: " Beni iki kadın çok sevdi, biri yalnız ben olduğum için(Fikriye) öteki mevkiim için(Latife Hanım)
Hıfzı Topuz'un bu kitabı bir biyografi değil, belgesel ve tarihsel bir kurgu. Kitapda, Fikriye'nin hayatta kalan yakınlarına göre Mustafa Kemal kendisini sınırsız bir aşkla seven bu kadınla, geleneksel bir biçimde evlenmiş, ama olay gizli tutulmuştur. Onurlu, duygulu ve içine kapalı olan Fikriye'de verdiği söze bağlı kalarak nikah olayını hiç açıklamamıştır. Lakin Mustafa Kemalin çevresindekiler bu evlenme olayını hiç duymadıklarını belirtmişlerdir. Yazar, kesin bir yargıya varmadan romanını bu ikilem üzerine oturmuştur ve bu kurgu Milli Mücadeleyle birlikte işlenmiştir. Ortada bir gerçek varsa, o da Fikriye'nin onu ölüme götüren dramıdır. Mustafa Kemal'i delicesine seven ve onun Latife Hanım'la evlendiğini duyduğu andan itibaren derin bunalımlar yaşayan Fikriye, Köşk'te aşağılanınca, direnme gücünü yitiren ve düşünmeden yaptığı bir davranışla canına kıyan Fikriye. Hiç bir belge bırakmadan bu dünyadan göçüp giden nikah şahitleri. Ve Milli Mücadele yılları. Keyifle okunacak bir roman.