Şimdi Şeref içinden gelen sese kulak verip bütün bunlara hayır, diyordu. Önceleri bunu içgüdüsel olarak farkında olmadan yapıyordu. Zamanla anladı, ki bu ses varlığının, ruhunun asıl sahibiydi. Şu yüzeysel dünyamızın ödüllerinden ve cezalarından daha derinde, daha ötede bir yerdeydi. O ses sonsuzluğun efendisi, yüce bir yargıç gibiydi. O sesi dinlerse ancak var olabileceğini sezgileriyle anlamıştı.