Gecelerin En Güzeli sözleri ve alıntılarını, Gecelerin En Güzeli kitap alıntılarını, Gecelerin En Güzeli en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geçmiş bizi kelimelerin içinden gözetler. Bir kelimenin her bir tekrarı, silikleşip unutulan ve belki de bize hiç benzemeyen atalarla akdin yeniden onaylanmasından başka bir şey değildir.
Civarda bedava yapılabilecek her tür kültür etkinliğini gezdiğini sanıyor. “Amaçsızlık insanı haliyle sanata yöneltiyor!” Kaç resim sergisi izlediğini tam olarak hatırlamıyor Cemal. Ressamları tanımadığı ve resimden de hiç anlamadığından boş bakışlarla dolaştığı sergileri birbirine karıştırması anlayışla karşılanmalı. Günün bu saatlerine bir iki
Kayınbiraderinin oturduğu muhkem sitenin kapısına ulaşmışlardı. Hava iyiden iyiye kararmıştı ama kar birikintileri, sokak lambalarının ışıltısı olsa da olmasa da adeta kendiliğinden bir aydınlık yaymaktaydılar. Sitenin duvarları hemen bitişikteki gecekondu mahallesinin yanında, Çin Seddi gibi uzanmaktaydı. Tıpkı Serra gibi Çin prensesleri de
Niceliğin gereksiz bir ağırlıktan başka bir anlamı yoktu. Çokluk, yalnızca sersemlerin kendilerini iyi hissetmelerini sağlar, o kadar! Kişioğlu için tek bir tecrübe yeterlidir.
Bu kısa an için kendini iyi hissetmesinden utanç duyduğunu anladı. Manzara aniden çirkinleşti. Soğuğa aldırmadan dışarıda oturup içini yaksın diye içtiği salep bile buz kesmiş gibi geldi. Kendisi gibi dışarıda oturan birkaç kişiye baktı. Bu soğukta oturma takıntısı salt sigara bağımlılığıyla izah edilemez. İçerinin havasızlığından ya da bir sürü kişinin kokusundan oluşan kolektif kokunun tiksindirici gelmesinden, manzara saplantısından, yalnız kalma saplantısından, tanımadığı insanların anlamsız yüzlerine bakmaktan nefret duymaktan, insanlardan hoşlanmamaktan, benzeri gibi bir dizi takıntıdan dolayı dışarıda oturanlarda hep bir kibir sezilir.
Bu denli şaşırmış olmasını olgunlaşma eksikliğine bağlamaktan başka çaresi olmadığını düşündü. Öyle ya, yeterince olgunlaşan birisinin artık şaşırması mümkün müdür? Belki de önyargılar yüzünden olgunlaşılamıyor diye düşündü. Bu Osman için bir taviz sayılabilir zira Osman’a göre önyargılar hayatı kolay kılan başlıca önlemlerin birisidir. Sürprizler önyargı ile daha en başından devre dışı kalmış olur. Osman sürprizlerden hoşlanan biri olmadığından, başkaları hakkında hiçbir yargıya sahip olmadığımızda ne gibi zorluklarla karşılaşılacağının da farkında.
Herkesin gerçeği kendineydi ne de olsa. İkisi de aynı şeyi düşünmüş olmalıydılar ki gergin bir sakinliğe dönüverdiler. Söylenmek istenip de söylenmeyen şeylerin, sonuna kadar gitmeyen tartışmaların yarattığı zehirli sessizlik beyaz duvarları acı yeşil safra rengiyle donatıyordu.
Uzun zamandır karıştırılmamış kalın yapraklar, yakın çevrelerine hafif bir serinlik yayarak uçuştu. Kulağını dayasa harflerin fısıltısını işitebilecekti. Ortalıktaki kitapları yerlerine yerleştiren memurdan başka gürültü çıkaran yoktu. “Edebiyat Fakültesi’nde sabah sabah kütüphaneye hangi manyak gelir ki?