Gecelerin En Güzeli

Ömer F. Oyal

Gecelerin En Güzeli Posts

You can find Gecelerin En Güzeli books, Gecelerin En Güzeli quotes and quotes, Gecelerin En Güzeli authors, Gecelerin En Güzeli reviews and reviews on 1000Kitap.
Rumelihisarı’ndaki çay bahçesinde sıcak bir akşamüzeri. Nesrin ile tanıştıkları akşamüstü. Gürültücü ve meraklı arkadaş gurubundan kurtulup Nesrin’le yalnız kalabilmek için ne çok çabalamıştı. Şimdiyse baş başa kalmamak için çabalıyor!
Sayfa 58 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
Darbeden birkaç yıl sonra Nesrin’le tanıştığı arkadaş toplantısını hatırlayarak gülümsedi. Diğerlerinden çok daha kolay sıyırdığı darbe felaketinden üç ay hapisle kurtulmuştu. Felaket gerçekten de yüz binlerce kişinin olduğu gibi kendi hayatını da değiştirivermişti o sıralar. Bu değişim hiç de iyiye doğru değildi ama değişimdi işte. Cemal ancak sıra kendilerine geldiğinde yani askerî cezaevinde bir dönemin kapandığını fark edebilmişti. Çıktığında dünyanın da değiştiğini anladı. Dünya üç günde bile değişebilir. Rumelihisarı’ndaki çay bahçesinde sıcak bir akşamüzeri. Nesrin ile tanıştıkları akşamüstü. Gürültücü ve meraklı arkadaş gurubundan kurtulup Nesrin’le yalnız kalabilmek için ne çok çabalamıştı. Şimdiyse baş başa kalmamak için çabalıyor! Allahtan televizyon gibi mucizevi bir buluş var. Ödevin bitmek üzere olduğu anlaşılıyor. Nesrin kendisini deşmeye başlamadan erken davranıp uykuda kaybolmalı. Kanepeden kalktı, yalancı bir esnemeyle masadakilere yöneldi.
Sayfa 58 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
Reklam
Giderek saçmaladığını düşünmeye başladı. Beklenti saçmalama kapasitesini genişletir kuşkusuz. Cemal ne beklediğini bilemiyor. Ama bir şeyler olacaktı veya olmalı!
Sayfa 58 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
Cenazedekilerin pek çoğu için doğdukları topraklar bir gençlik anısından, bir hayalden ibaretti ve gurbet çoğaldıkça, terk ettikleri topraklar daha da parıldıyordu zihinlerinde. Kupkuru bir bozkır parçasını bir cennet bahçesi olarak hatırlıyorlardı. Belki de gençlik anıları öyle önemli bir yer tutuyordu ki, geleceğin umutsuzluğuyla birlikte hemen yaşlanmaya başlamışlardı. Ruhlarındaki giderek yaşlanan kederin başkalarınca anlaşılması pek mümkün değildi.
Sayfa 56 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
Bayrakların yanında sürgün acısı içinde bir daha asla dönülemeyecek ata topraklarının burukluğu içindeki çekik gözlü yaşlı adamlar ve kadınlar topluluğu. O gün de bugün gibi kar yağdığını düşündü. Musalla taşı efsane falan ayırmaz.
Sayfa 56 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
İnsanın yaşlanmasının ölçütlerinden birisi de efsanelere olan bağlılığının yeniden gündeme gelmesidir. Geçmiş insanın hayatında ne kadar büyük bir yer tutuyorsa dibi boylamaya o kadar az kalmış demektir. Osman henüz bu derece kötülememişti ama yıllar sezdirmeden de ruhta bir ağırlık yaratıyor.
Sayfa 56 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
Reklam
Televizyon kanalları arasında gezinmekten de, düşünmekten de sıkıldı. Kalkıp kitaplıkta Tinçura’nın bir iki kitabını zorlanmadan buldu. Kanepeye dönüp karıştırmaya başladı. Efsaneyle birlikte tozlanan kitaplar geniş kitaplıkta unutulma aşamasına gelmek üzereydi. Onlar da tozlanan bir efsane haline gelivermişti. İnsanın yaşlanmasının ölçütlerinden
Sayfa 56 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
Özlenen topraklar neresi? Altaylar’dan Doğu Sibirya’ya kadarki Orhun ve Selenge’nin indiği Kuzey Moğolistan ovaları mı? Orta Asya’nın Seyhun ve Ceyhun nehirleriyle işaretlenen bölgesi mi? Tanrı Dağları’nın doğusu mu? Dağların öte yanındaki Tarım havzası mı? Seyhun’un kuzeyinden başlayıp ta Avrupa içlerine uzanan sonsuz step mi? Horasan’la andığımız İran yaylaları mı? Bütün bunlar, örneğin Orhun yazıtlarıyla, yine örneğin Buhara kenti arasındaki kuş uçuşu mesafenin, İstanbul’dan İzlanda’ya kadarki mesafeye neredeyse eşit olduğu düşünülürse fazlaca ince eleyip sık dokumak da sayılmaz. Bu karmaşada efsanenin sürekliliği nasıl sağlanacak? Belki efsaneden ve efsanevi topraklardan vazgeçip sadece dilin kaderiyle ilgilenmeli. Karahanlılar ile Oğuzların farklı zamanlarda ve farklı yollardan İslam’a geçmiş olma ihtimalleri bile bir sorun Osman’a göre. Oğuz Han destanındaki, Oğuz’un İslam’a direnen putperest babası Kara Han ile savaşı; Karahanlı Buğra Han’ın putperest amcası Oğulcak Han’la mücadelesine ne kadar da benziyor diye düşündü: “Duydum ki ey budunum, babam dinimi duymuş / Beni de öldürmeyi artık aklına koymuş. / Askerini toplamış, üstüme gelecekmiş, / Hayatıma son verip beni öldürecekmiş! / Benim yanıma gelsin, beni sevenler bana! / Onun yanına gitsin, onu sevenler ona!”
Sayfa 55 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
Kanallar arasında amaçsızca dolaşırken gençlik yıllarının efsanesi üzerine bildiklerini hatırlamaya çalıştı. Ulusların hayatında olduğu gibi bireysel hayatlarımızda da efsanelerimizi genellikle gençlik yıllarımızda, yani tarihöncemizde ediniriz. Daha sonraları beğendiklerimiz sadece büyük adamlardır. Yine de efsaneler o kadar da uyduruk değildir. Sadece yeniden yorumlanıp günün ihtiyaçlarına uygun biçimde kamuya açık hale getirilirler o kadar. Bir köşesinde unutuldukları eskimiş bir el yazmasının ya da yerel söylencenin satırları arasında hep özlenen topraklardan yükselen bir koku yayıp dururlar.
Sayfa 55 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
Bu denli şaşırmış olmasını olgunlaşma eksikliğine bağlamaktan başka çaresi olmadığını düşündü. Öyle ya, yeterince olgunlaşan birisinin artık şaşırması mümkün müdür? Belki de önyargılar yüzünden olgunlaşılamıyor diye düşündü. Bu Osman için bir taviz sayılabilir zira Osman’a göre önyargılar hayatı kolay kılan başlıca önlemlerin birisidir. Sürprizler önyargı ile daha en başından devre dışı kalmış olur. Osman sürprizlerden hoşlanan biri olmadığından, başkaları hakkında hiçbir yargıya sahip olmadığımızda ne gibi zorluklarla karşılaşılacağının da farkında.
Sayfa 55 - İkinci Gün 15 AralıkKitabı okudu
182 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.