Geceyarısı Şarkıları

Bilgece yazılmış ve çantanızda hep kalması gereken bir kitap.defalarca hep ama surekli elinize geçtikçe okuyun. Sanırım benim çantamda hep olacak... araştırmacı yazar dedikleri boyle bir sey. Dunya kadar sey öğreneceksiniz.

Ben her yıl Eylül'ün çıplak ayaklarına
bir yazı adarım. Ve ben Eylül'le akarım. Bir hüzün gibi akarım ben Eylül'le, kanayan bir aşk gibi akarım, Siyah şallara bürünmüş bir genç ölüm gibi akarım..' Sonbahar mevsiminin girizgâhı. En çok özlediğim ay. 'Düşen bir yaprak görürsen, beni hatırla demiştin' Eylül'de mırıldanmak şart bence. Adına en güzel romanların ve şiirlerin yazıldığı ve bence bir kadına hitap edilebilecek en güzel isimdir Eylül..

"Siz gidin" demek istiyorum "ben sonra gelirim."
Bir yere gelecegim yok aslında. Bir boşluğa akmayı özlüyorum yalnızca. Hiçbir şeyin gülünç , hicbir seyin kederli olmadığı bir boşluğa. Kendi cehennemimde yok olup gitmek istiyorum.

Kitabı okumaya başladığım andan itibaren hoşuma gitmişti zaten. Her denemenin bir parçasında kendimi buluyor,yeniden ve yeniden okuma isteği oluşuyordu içimde. Nereden baksanız 9-10 kere okudum aynı kitabı. İlk önermek istediğim kitap Geceyarısı Şarkıları olsun istedim. Uzun uzun eleştiri yapmak isterdim.Fakat bilirsiniz işte yeni nesil fazla üşengeç. Keyifli okumalar.

"Sevmek ne tuhaf şey Rauf bey, kendinize benzemeyen, hayatı kavrayış biçimi, yaşamak üslubu, zevkleri, ilişkileri size çok uzak birini, onu ne kadar sevdiğinizi bile tam bilemeden seviyorsunuz..."

Aslında roman sanıp almıştim kitabi,kapagindaki deneme yazısını görmeden iyiki görmemişim o yaziyı belki almazdim diye düşünüyorum. Bu kitabi her zaman her yerde okuyabileceğiniz,başucu kitaplariniz arasında bulundurabilirsiniz.Kitap çok akıcı ve etkileyici bir şekilde yazılmış. Kitabi uzun uzun anlatmak istemiyorum. Aşağıdaki yazılar da herşeyi özetliyor ve kitabin arka sayfasında yer alıyor.

Kitapta bunlar bahsediliyor;

Bireyin iç çatışmalarını, çelişkilerini, zayıflığını ve gücünü, tutkularını, çılgınlıklarını ortaya koyan, insanın ruhunu çırılçıplak soyan, kişiyi kendi kendisiyle yüz yüze bırakan yazılar, Geceyarısı Şarkıları. Aşkları, acıları, geçmiş özlemleri anlatırken kadınları anlatıyor yazar, sevdiği, taptığı, ama korktuğu kadınları. Hüzünle anlatıyor, coşkuyla, tutkuyla, sevecenlikle, şehvetle anlatıyor. İnsan ruhunun derinliklerine iniyor, her birimizin duygularını, davranışlarını irdeliyor, kendi kendimizden bile gizlediğimiz pişmanlıkları, özlemleri su yüzüne çıkarıyor, kendi kendimize hesap sorduruyor.

Geceyarısı Şarkıları; kışkırtıcı, baştan çıkarıcı yazarın diğer bu tür kitaplarında olduğu gibi. Entelektüel birikimiyle ezen, insanda belli dürtüleri harekete geçiren yazar, kadınları iyi tanıdığına dair kanaat getirtecek paragraflara da imza atmakta ve erkek okuyucuların bu fikirleri sahiplenmesini sağladığını düşünmekteyim. Bundan önceki fikirlerimi yok saysanız bile kitabı okumanız için gerekçe; sizi okumadığınız kitaplara ulaştırmak, tanımadığınız yazarlar hakkında ilgi uyandırmak, tarihi bazı olaylar için meraklandırmak olacaktır diyebilirim.

bu kitabın benim için ayrı bir yeri ve önemi var,
çünkü O'nun kitabı...!
mors alfabesi gibi; kısa bir mutluluk . (nokta) sonra uzun bir acı (çizgi)...
ve jartiyerli kadınlara dair şeyler :)
.....

Tanrıyı ve insanları deneme der...
Sevmek mi bağımlı kılar sevilmek mi diye sorar.
Bunun gibi bir sürü cümle sorgu dolu kitap. Dünya edebiyatından bir çok karekter üzerinden anlatır bahsetmek istediğini.
Ara açıp okunur. Baştan sona bitireyim diye okunmaz.
Yıllarca okursun ilk defa okuyormuşsun gibi hissedersin.
Bunu biliyorum deyip geçemezsin. (Ra)

Entelektüel birikimiyle ezen, insanda belli dürtüleri harekete geçiren yazar, kadınları iyi tanıdığına dair kanaat getirtecek paragraflara da imza atmakta ve erkek okuyucuların bu fikirleri sahiplenmesini sağladığını düşünmekteyim. Bundan önceki fikirlerimi yok saysanız bile kitabı okumanız için gerekçe; sizi okumadığınız kitaplara ulaştırmak, tanımadığınız yazarlar hakkında ilgi uyandırmak, tarihi bazı olaylar için meraklandırmak olacaktır diyebilirim.

Bir kuşun oradan bir çöp, buradan bir ot, beri yandan bir yaprak toplayarak kendine bir yuva yapması gibi, biz de bir kitaptan bir sayfa, bir filmden bir sahne, bir efsaneden bir bölüm, bir örgütten bir ders toplayarak kendimize bir kişilik yaparız.

Okurken keyif aldım, hatta her yerin altını çizmek istedim.

Ahmet Altan gece yarısı şarkılarında kültür birikiminden çok faydalanmış, başka kitaplardan alıntılar yapıp, oradaki karakterlerin tahlilini yapmış ve kadınlardan da bahsetmeyi ihmal etmemiş tabi.güzel bir kitap.okunmaya değer.

Ahmet Altan'ın kadın merakı nereden bilemiyorum ..bu kadar tutku ,şehvet ,duygu, içselleşebilmek adına mors alfabesi olmaya çalışması incelenmeli belki de bir hastalık bilmiyorum...
Yazarın deneme adı altında hikayeleri size büyük bir kültür ,ıyı bir gelişim sağlayabilir..
Ben beğendim ..
Begenmediğim ise kadınların kendi ve örneklemelerle ispatlamaya çalıştığını düşündüğüm hislerini perdelememesi