Geceye Uyananlar

Cahide Birgül

Oldest Geceye Uyananlar Posts

You can find Oldest Geceye Uyananlar books, oldest Geceye Uyananlar quotes and quotes, oldest Geceye Uyananlar authors, oldest Geceye Uyananlar reviews and reviews on 1000Kitap.
Deliliğin çekici bir yanı olduğunu düşünüyorum. Bedenin bir kılıf halinde aramızda olup içinin bizlerin asla ulaşamayacağı bir başka alemde yaşaması, hayatın o müthiş sırlarından biriymiş gibi geliyor bana. Bu iki kutup noktasının yarattığı çatışma tüylerimi diken diken ediyor. Delilerin bir yandan insanı insan yapan pek çok özellikten uzak olması ve hepimizin üzerinde bir yere yerleşmeleri, diğer yandan bedenlerinin onları inatla insan katına çeken zavallı istekleri; acıkmaları, üşümeleri,yaralanmaları... Hızla hırpalanıyor, parçalanıyor ve tükeniyor olmaları. Farkında bile olmadıkları çaresizlikleriyle, onları ışıklandıran aldırmazlıkları arasında sürüp giden bu umutsuz savaş içimi acıtıyor. Ancak bir rüyadaki kadar gerçek olan ve bilinçsizce kılıç salladıkları, yenilmelerinin kaçınılmaz olduğu bu savaşı seyretmek...
Neden bu kadar kötümserdim? Belki az önce hissettiğim eksiklenme beni böyle yapmıştı. Belki bu güne kadar ne gerçek bir dost ne de gerçek bir sevgili olamadan, suya sabuna değmeden, her şeyin kenarından geçerek yaşamış olmamın ezikliğiydi üstüme çöken.
Reklam
Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum. 1)
Min Jin Lee
Min Jin Lee
-
Paçinko
Paçinko
2)
Seval Kirmit Yazar
Seval Kirmit Yazar
-
Zaman Kimseyi Beklemez
Zaman Kimseyi Beklemez
3)
Eun-Jin Jang
Eun-Jin Jang
-
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Pembe bir atkım vardı,el örgüsü. Sanırım anneannem örmüştü. Okula giderken annem sarardı boynuma. Yürümeye başlardım okula, annem öyle sıkı sarardı ki atkıyı,ben yürüdükçe nefesim nemlendirirdi atkıyı. O hissi bilir misiniz? Sıcacık bir his. Kendi nefesinizle karışık yün kokusuyla, soğuk havaya karşı yürümek. O pembe atkı 4-5 yıl eşlik etti bana. Bir atkıydı ve atkı olmanın tüm gereklerini yerine getirmişti. Sonra ömrünü tamamlamış gibi çıktı hayatımdan. Anısı kaldı ama. Pek çok nesne gibi. Bazı nesneler var ki o kadar kolay olmuyor hayatlarımızdan sıyrılıp gitmesi, üzerinden nehirler dolusu zaman akıyor, yanından tanıdık tanımadık onlarca yüz geçiyor da kalıveriyor bir köşede. Haluk, Memo ve Nilüfer’in babalarından kalan kamçılar gibi. On üç tane. On üç ilmek gibi boyunlarında. . Üç kardeş, masanın ayağı kısa diye sıkıştırılan kağıt parçaları misali hayatları. Masanın ayaklarıyla bir arada, ama onlardan çok ayrı.. . Cahide Birgül şu an yaşıyor olsaydı ne olurdu diye düşünüyorum. Bu kitabı okuduktan sonra boşalmış içimle neler derdim ona? Adıyla mı seslenirdim? Olduğu yere gidip kapısında mı beklerdim? Bugün yaşananları hatırlatıp, neden aynıyız diye mi sorardım? ‘O dolmuşların içindeki kayıp yüzler bulunmadı, o okulun önündeki annelerin içi soğumadı’ diye hayıflanır mıydım? Bilmiyorum. Belki sadece susardım yuttuğumuz pek çok şey gibi.. . Ebrahel Lurci kapak tasarımı ve Meltem Gürle ön sözüyle..
Geceye Uyananlar
Geceye UyananlarCahide Birgül · Kafka Kitap Yayınları · 2020267 okunma
Beklemenin bir onuru var, beklemek güçlü bir duygu. Bir gün istediğinizin gerçekleşeceğine yürekten inandığımızı gösteren tek şey ise beklemeye hak ettiği değeri verebilmektir bana kalırsa. Başka hiçbir duyguyu ve hiç kimseyi karıştırmadan beklemek... Ama insanlar çoğu kez bunu başaramıyor. Çareler arayıp sağa sola saldırdıkça sadece inancınızın güçsüzlüğünü ve başkalarının yardımına ne denli muhtaç olduğumuzu göstermiyorsunuz. Daha kötüsünü yapıyor, dileğinizi basitleştirip ayağa düşürüyorsunuz. Sonuçta yeniliyorsunuz.
Deliliğin çekici bir yanı olduğunu düşünüyorum. Bedenin bir kılıf halinde aramızda olup içinin bizlerin asla ulaşamayacağı bir başka alemde yaşaması, hayatın o müthiş sırlarından biriymiş gibi geliyor bana. Bu iki kutup noktasının yarattığı çatışma tüylerimi diken diken ediyor. Delilerin bir yandan insanı insan yapan pek çok özellikten uzak olması ve hepimizin üzerinde bir yere yerleşmeleri, diğer yandan bedenlerinin onları inatla insan katına çeken zavallı istekleri; acıkmaları, üşümeleri,yaralanmaları... Hızla hırpalanıyor, parçalanıyor ve tükeniyor olmaları. Farkında bile olmadıkları çaresizlikleriyle, onları ışıklandıran aldırmazlıkları arasında sürüp giden bu umutsuz savaş içimi acıtıyor. Ancak bir rüyadaki kadar gerçek olan ve bilinçsizce kılıç salladıkları, yenilmelerinin kaçınılmaz olduğu bu savaşı seyretmek...
Reklam
260 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.