Geçmişten Günümüze Kabe'nin İşgali

Mehmet Ali Büyükkara

En Beğenilen Geçmişten Günümüze Kabe'nin İşgali Gönderileri

En Beğenilen Geçmişten Günümüze Kabe'nin İşgali kitaplarını, en beğenilen Geçmişten Günümüze Kabe'nin İşgali sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Geçmişten Günümüze Kabe'nin İşgali yazarlarını, en beğenilen Geçmişten Günümüze Kabe'nin İşgali yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah sizi kahretsin.
Emevi ordusunun ko­mutanı Müslim bin Ukbe, Yezid’in talimatıyla, işgal ettikleri Medine’yi askerlerine üç gün boyunca ‘mübah’ kıldı. Bu mübahlık, her türlü gasp ve tecavüzün belirlenen süre zarfında Emevi ordusuna helal olması an­lamına geliyordu.
Sayfa 52
Cuheyman, Ibn Bâz tipi alimlere risalelerinin değişik yerlerinde sert eleştiriler yöneltir. Ülkenin müftüleri ve kadıları, sıradan insanlar için şeriatı tatbik ederlerken, kral, prensler ve zengin çevrelerin yaşantı ve uygulamalarındaki dine ve hukuka aykırı suçları örtbas etmektedirler. Çünkü makamlarını ve yüksek maaşlarını kaybedecek olmaları onları korkutmaktadır
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Mekke ve Medine’nin içinde olduğu Hicaz bölgesi eskiden olduğu gibi Osmanlıya bağlı olarak Hz. Peygamber’in soyundan gelen şerifler tarafından idare edilmekteydi. Şeriflerin son temsilcisi olan Hüseyin, Osmanlı’yla savaş halinde olan İngiltere’nin bölge üzerindeki politikalarına alet olmuş ve yine İngilizlerin desteğiyle Hicaz’da Osmanlıya karşı tarihe Arap İsyanı olarak geçen büyük bir isyan başlatmıştı.
Kur’an ve hadislerde yer bulmayan her şey bidattir. Türbe yapımı, camilere kubbe ve minare inşası ve mabetlerin süslenmesi bidattir. Farz namazların cemaade değil de tek başına kılınması bidattir. Hz. Muhammed’in doğumunu ve kandilleri kutlamak, mevlit okutmak, “salâten tüncîna gibi sonradan çıkma dualar, Şii müslümanlarca icra edilen çeşitli anma ve kutlamalar sakınılması gereken bidatlardandır. Tütün ve kahve kullanımı alışkanlık yapmalarından ötürü haram saydır. Dinde izlenmesi gereken yolu Kur’an ve sünnet belirlemiştir. Dolayısıyla bunlara bakarak değil de çeşidi mezheplerin görüşlerine uyarak dini yaşamak caiz değildir.
Muhammed İbn Abdülvehhab tevhit konusunda, kendisine dua edilecek, adak adanacak, korkulacak, ümit bağlanacak yegane merciin Allah olması gerektiğini söylemektedir. Bu nedenle türbeler ve kabirler, namaz kılınan, dua edilen, adak adanan mekanlar olamazlar. Bu ibadetler Allah rızası için yapılmış olsalar bile, “Allah ile kulu arasında yakınlık kurmak” için kabirdeki üçüncü bir şahıs aracı kılındığından, tüm bu ibadetler şirk kapsamına girerler. Üstelik, türbedeki veya kabirdeki kişi -bir peygamber bile olsa- artık ölmüştür, dileklere cevap veremez. Bir mürşide bağlanmak da aynı gerekçelerle şirke yol açar. Tasavvuf ve tarikatler, Hz. Peygamber zamanında mevcut olmadıklarından, sonradan ortaya çıktıklarından, zaten bidat sayılan kurumlardır.
Hem alimler, hem de güvenlik birimleri Cuheyman’ı ve cemaatini Hârici olmakla suçlamaktaydılar. Haricilik İslamiyet’in ilk yüzyılında ortaya çıkan aşırı bir mezhepti. Kendi fikirlerini benimsemeyen, kendilerine katılmayan müslümanları kafir sayıyorlardı. Hz. Ali’yi görüş ve uygulamalarından dolayı kafir saymışlar ve öldürmüşlerdi. Emeviler ve Abbasiler zamanında da Hariciler devlete hep isyan halinde oldular. Onlarla yapılan savaşlarda çok sayıda müslüman hayatını kaybetti.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
49 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.