Düşündüm: Madem israf yok, Madem hiçbir şey lüzumsuz, boşu boşuna değil. Ve madem dönmemek üzere yok olmak her şeyi abes eder, her şey israf olur. O halde, bedenimdeki israfın yokluğu gerçeği gösteriyor ki, hadsiz hesapsız duygularım, emellerim, isteklerim, düşüncelerim de kalbim, aklını, vicdanım ve ruhumla beraber israf edilmeyecekler. Başka bir iklimde sümbüllenecekler.
Düşünmeyi sürdürdüm: Madem israf yok, madem apaçık bir israfsızlık göze görünüyor, madem hiçbir şey lüzumsuz değil. Ve madem dönmemek üzere yok olmak her şeyi abes eder, o zaman her şey boşu boşuna, her şey israf olur.
O halde, kendi vücudumdaki lüzumsuzluğun, israfın, abesiyetin olmayışı gerçeği, hadsiz hesapsız duygularımın, emellerimin, isteklerimin, düşüncelerimin kalbim, aklım, vicdanım ve ruhumla beraber israf edilmeyip başka bir iklimde çiçek açacağını bildiriyor.
Şu dünyada o iklime duygu ellerimi uzatıyorum, ama ellerim havada kalıyor. Demek, bu dünya için havada kalıyor. Demek o duygularım, ellerini uzattıkları o iklimde yeşerecekler.