Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gelecek Uzun Sürer

Louis Althusser

Gelecek Uzun Sürer Sözleri ve Alıntıları

Gelecek Uzun Sürer sözleri ve alıntılarını, Gelecek Uzun Sürer kitap alıntılarını, Gelecek Uzun Sürer en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Birbirine bağlanan bütün bu anılar boyunca, yalnız ve yalnız olguları vermeye büyük özen göstermek kararındayım; ama sanrılar da birer olgu değil mi?
-Sever misin bu şairi? _*Andrey Voznesenski* çok severim! “Ne korkunç, bir başına düşünmek şimdi seni ? Daha da korkunç, bir başına değilsen oysa…”
Reklam
"Bedenin ne kadar gücü varsa ruh da o kadar özgürdür" - Spinoza Spinoza Freud'a tam burada yaklaştırılabilir. Zira kederle sevinç arasında yırtılan bu conatus, ölüm içgüdüsüyle hayat içgüdüsü, Thanatos'un kederiyle Eros'un sevinci, arasında bocalayan libido'dan başka nedir ki?
Conatus: Bütüncül güç istencidir. Spinoza'nın tespitidir.
"Gerçekten de birbirini çağrıştıran bütün anılar boyunca olgulara sımsıkı bağlı kalmaya önem veriyorum. Ancak sanrılar da birer olgu değil mi?"
"Kara-ayak"/"Pied-noir": Kuzey Afrika'da, özellikle Cezayir'de doğmuş büyümüş Fransızların takma adı
Sayfa 318 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996
"Kural kişinin yerine düşünür, ve yerine düşünen olduğu için, kişinin her düşünmesi bir kibir günahı sayılıyordu."
Reklam
Ne de olsa Marx'ın düşüncesi, doğal olarak kendi çağının kuramsal zorlamalarının (ve kaçınılmaz çelişkilerinin) kıskacında oluşmuştur; dolayısıyla da onu gerçekten kendimizle çağdaş kılma çabası gereksiz değildir.
Sayfa 238 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996
Bütün eşyaları kaybediyordum, çünkü yaşamımdaki Bütünü kaybetmiştim ve onun yasını tutuyordum.
Sayfa 294 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996
Ama daha önce tımarhane kurumunun -niteliği bir yana- yalnızca kurum olarak var olmasıyla bile neden olduğu zararlar üzerinde durmak istiyorum. Akut, yani tanımı gereği geçici bir nöbete yakalanan ve tepeden inme kararlarla, nerdeyse mekanik olarak, tımarhaneye kapatılan birçok hastanın, orada ilaçların ve kapalı yaşamanın etkisiyle, "kronik", yani bir daha hastanenin duvarları dışına çıkamayacak gerçek ruh hastaları haline geldikleri iyi bilinen bir olaydır. Ruh hastalarını hastaneye kapatma mekanizmasını ortadan kaldırıp onun yerine -gündüz hastanesi ya da dispanser gibi- "gezici" müdahaleleri yeğleyenlerin iyi tanıdıkları bir etkidir bu. İtalya'da Basaglia tarafından yapılan (daha doğrusu savunulan) reformun derin anlamı da buradadır. Basaglia'nın istediği, sinir hastalıkları hastanelerini kapatıp hastaları ya özel kliniklere ya da gönüllü ailelere devretmek suretiyle, hem akut hastaları hem de kronikleri tımarhaneye tıkılmanın mekanik kötü etkilerinden kurtarmaktı. Doğal olarak böyle bir reform ancak büyük halk hareketlerinin olduğu bir dönemde, işçi sendika ve partilerinin yardımıyla tasarlanabilirdi. Bastırıcı bir zihniyetin egemen olması yüzünden Fransa'da bunun düşünülmesi bile güçtür. Bilindiği gibi İtalya'da da Basaglia'nın reformu başarısızlığa uğradı. Artık hastaları toplumda konuyla ilgilenen bütün etkili ve yetkili çevrelerin elbirliğiyle belirledikleri bu cehennemden çıkarmak için ne yapılabilir ki?..
Sayfa 293 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996
"Kendine masal anlatmamak": Bu formül benim için materyalizmin tek tanımıdır.
Sayfa 237 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996
Reklam
İdealist, trenin hem hangi istasyondan kalktığını hem de nereye gittiğini önceden bilen adamdır ve trene bindiği zaman nereye gideceğini de bilmektedir, çünkü onu götüren trendir. Materyalist ise aksine, nereden gelip nereye gittiğini bilmediği trene hareket halindeyken binen adamdır.
Sayfa 234 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996
"Düşünmek, üretmektir."
Sayfa 231 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996
Ama hangi filozofun gönlünde, -büyük filozoflarda açık açık- hele itiraf etmekten de kaçınıyorsa, dünyada değiştirip dönüştürmeyi tasarladığı şeyi hep gözünün önünde bulundurmak gibi felsefenin doğal parçası sayılan bir aslan yatmaz ki? Heidegger bile, gerçi yalnızca fenomenolojiden (ama neden yalnız ondan? Belli değil) söz ederken, onun "dünyayı değiştirmeyi" amaçladığını söylemiyor mu? Gene bu yüzden, Marx'ın "Feuerbach Üzerine Tezler"indeki ünlü sözü de ("Dünyayı yorumlamak değil dönüştürmek söz konusudur.") eleştirdim. Buna karşı, bazan dönüştürmek, bazan geriletmek, bazan da tehlikeli sayılan bir değişim tehdidine karşı olduğu gibi korumak ve güçlendirmek amacıyla, bütün büyük filozofların dünya tarihinin gidişine müdahalede bulunmaya kalkıştıklarını gösterdim. Bu noktada, Marx'ın o uluorta söylenmiş sözüne karşın haklı çıktığımı düşünüyordum, hala da düşünüyorum.
Sayfa 185 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996
"Sende beğenmediğim yan, kendini yok etmek istemen."
Sayfa 164 - Can Yayınları, 1. Baskı, 1996. Bir kadın arkadaşı Althusser'e söylüyor
Psikanalizde ağırlık taşıyan, kuram değil, (temel materyalist ve marksist ilke) pratik’ tir.
Sayfa 179Kitabı okudu
173 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.