You can find Gelişin Bilmecesi books, Gelişin Bilmecesi quotes and quotes, Gelişin Bilmecesi authors, Gelişin Bilmecesi reviews and reviews on 1000Kitap.
Kitap 5 bölümden oluşuyor. Ilk bolümde nerdeyse çok az diyalog var ve 80 sayfaya yakın yer tasviri yapıyor diyebilirim. Aslında betimlemeleri severim ama zaman zaman sıkıldığım oldu. Sabırla devam ettiğinizde kitap ikinci bölümden itibaren mükemmelleşiyor.( Bu haliyle Tutunamayanlar kitabının okuyucularinin tutunanlar ve tutunamayanlar olarak
* İnsanın kendisini görmesi, farkına varması ve en önemlisi ne olduğunun yada ne olmadığının, içindeki bilgeliğin farkına varması kanaatimce iki önemli şeyle mümkündür.Biri seyahat(yolculuk), diğeri ise yalnızlıktır. Özellikle seyahat insanın Maslow'un hiyeraşisinde en üstte bulunan kendini gerçekleştirme adımının en önemli noktalarından biri olarak görmekteyim.
** Mark Twain "Seyahat etmek, önyargı, bağnazlık ve dar kafalılık için ölümcüldür" der. Kitapta Giorgio de Chirico'nun Gelişin Bilmecesi adlı dizi tablosundan esinlenen eserde ana temada yolculuk ve bileşenleri üzerine genç bir Hintli'nin üzerine yoğunlaşmıştır. İçsel bir yolculuğu tümüyle yaşayan arka planda İngiliz sömürgeciliği, üçüncü dünya ülkelerinin durumu kalıcı ve önlenemez değişimler ele alınmış.
*** Ünlü sosyal bilimci, düşünür İbn Haldun'un en bilinen sözlerinden olan "Coğrafya kaderdir" sözüdür. Bu söz ile içinde yaşadığımız coğrafya ile sahip olduğu kaynaklar insan davranış ve koşulları bütünüyle etkilemesidir. Otobiyografik bu eserde Karayiplerden İngiltere'ye uzanan geniş bir yalnızlık ve yabancılaşma kahramanızı tümüyle etkisine alır. Okuyun...
Bir sonbahar günü; günlerin kısaldığı ve şöminesiyle, akşam ışıklarıyla ve kitaplarıyla kış zevklerine ait düşüncelerin içime dolduğu bir sonbahar günü...
"Benim gözümde Jack, bu toprağa daha sağlam bir şekilde kök salmıştı. Fakat onu aynı zamanda geçmişten gelen bir şey, bir kalıntı, makinemle o fotoğrafları çekmeye kalmadan silinip gidecek bir şey olarak da görüyordum. Fakat Jack hakkındaki fikirlerim yanlıştı. Tam olarak bir kalıntı sayılmazdı o; kendi hayatını, kendi dünyasını, neredeyse kendi kıtasını kendi kurmuştu. Ama o kadar zevk aldığı ve yararlandığı o dünya, başkalarının da
rahat bırakamayacağı kadar kıymetliydi. Ve ancak o öldükten, yerine gelen şehirli işçiler gittikten sonra anladım, ancak ondan sonra anladım, tüm bu insanların çalıştıkları veya üstünde yaşadıkları toprakla bağlarının aslında nasıl da pamuk ipliği kadar ince olduğunu.
Jack toprakla bağının inceliğini görmezden gelmiş, bir bataklıkla virane bir çiftlik avlusunun kenarında başkalarının gördüğünü görmeyerek bir bahçe yaşamıştı; mevsimlerle beraber hareket etmiş ve onlarda sevinç bulmuştu. Her yer çepçevre harabeydi ve daha köklü bir
biçimde olmak üzere, her yer çepçevre değişiyor, gelişim ve yaratış döngülerinin kısalığını hatırlatıyordu. Ama o asıl esrarın hayatta ve insanda olduğunu sezmiş ve dine benzer bir tutumla bunun önceliğini göstermişti. Hayatının en gözü pek ve dindarca yanı, ölme şekliydi: En sonda bile hayatın ötesinde olana değil, hayatın kendisine öncelik vermişti."
Churchill'in savaşta söylediği gibi, insanların dünyasında inişler ve çıkışlar vardır. Kaybedersin. Ama bir yandan da bir şeyler gelmeye başlar. Ne verirsen onu alıyorsun. Zorlanmadan olmuyor. Ancak o zaman verdiğini misliyle alabiliyorsun.
"Tecrübeleri sınırlı olan çocuklar, istismarı kolayca kabullenir.Çocuğun oynadığı oyun bile onu mağduriyet içinde yaşamaya heveslendirebilir; bambaşka biri olabilecekken onu mazoşizme özendirebilir."
Sürrealist ressam Giorgio de Chiricio'nun Gelişin Bilmecesi adlı dizi tablosundan esinlenilerek yazılmış otobiyografik bir eser. Deyim yerindeyse adeta vlog tarzında bir anlatımı var. Sömürülen olmanın etkilerini okuyoruz. Çevirinin ve çevirmenin hakkını yemeyelim gayet güzeldi. Ama genel olarak bu tarz eserler bana hitap etmiyor.