Geminin neresindeyiz?
Bazen bazı kitapların başlıkları direkt kitabın içeriğini bizlere sunuyor aslında. İşte bu kitapta o tür kitaplardan.
Kitap şu hadis çerçevesinde konuları işliyor genelde:
"Allah'ın emirlerine uyanlarla uymayanların durumu, bir gemi için kura çekenlere benzer.
Bir grup insan, geminin üst kısmına düşmüş; diğerleri de alt kısmına düşmüştür.
Alt kısımda kalanlar, su ihtiyacı olduğu zaman üst güverteye çıkıp su ihtiyacını gidermektedirler.
Onlar şöyle derler: 'Bizim bölümden bir delik delelim de üsttekilere eziyet etmeyelim.'
Eğer üsttekiler, onlara ilişmez de onlar serbest bırakılırsa hepsi helak olur.
Ellerinden tutup onlara engel olurlarsa onlar da kurtulur, kendileri de."(Buhari)
Yukarıdaki hadiste de geçtiği üzere beraber yol alan kişiler bu yolda sadece kendilerinden sorumlu değildir. Bu yolda bereber yürüdüğü kişilerin durumu da bu kişileri ilgilendirir. Yolculuk esnasında nasıl bir yol izlemeliyiz? Gemimizin delinmemesi için nasıl hareket etmemiz gerekiyor? Biz bu yolculuğun neresindeyiz? Diğer yolculara olan ilişkimiz nasıl ya da nasıl olmalıdır? Bu ilişkilerin güzel bir şekilde sürdürülmesi için ne yapmamız gerekiyor? Şeklindeki sorularımıza cevap niteliği taşıyan bu kitabı cevaplara ulaşmamız için okumamız gerektiğini düşünüyorum.
Gemide hangi bölümde hangi hasarlar var bu hasarları nasıl tamir edebilir? Yine bunlara cevap veren bir kitap. Gemimizin delen bu musibetlere karşı nasıl bir mücadele etmemiz gerektiğini bizlere sunuyor. (Aile, ev, eğitim... Gibi)
Aynı zamanda bu musibetlere karşı peygamber efendimizin tutumundan örnek vererek bizlere en iyi örnekliği göstermiş oluyor. Peygamberimiz aleyhisselam nasıl bir yol izlemiş onun davet metodunu gözler önüne seriyor.
Kitaptan bazı alıntılar şu şekilde:
İyiler, en az kötüler kadar aktif olmadıkça da kötüler ses çıkaracak, iyilerin huzurunu kaçırabileceklerdir.
Bananecilik, sonunda duaların bile kabul edilmesini engelleyen bir hastalıktır.
Filistin meselesinin bir Arap sorunu olarak anlaşılması bile halimizi göstermesi bakımından yeterlidir.
Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah da onlara verdiğini değiştirmez. (Rad, 11)
Eğer musibetler kendimize dönmeyi, silkinip ayağa kalkmamızı sağlıyorsa bunlar bir tür nimettir.
İsyanlarından dönsünler diye biz onları iyilikle de kötülükle de sınadık. (Araf, 168)
Kazanan dava olduktan sonra mümin kaybetmez.
Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin, gücü yetmezse diliyle değiştirsin, ona da gücü yetmezse kalbiyle değiştirsin. Bu imanın en zayıf noktasıdır. (Müslim)
İffet her türlü diplomadan ve en üstün işten daha öncelikli olarak korunması gereken bir değerdir.
Kişinin neyi ne kadar düşündüğünü/dert edindiğini bilmesinin yolu, kendisini meşgul eden düşüncelere bakmasıdır. Namazda /yemekte neyi düşünüyor, hangi rüyaları görüyor, onlara bakabilir.
Geminin su almasına karşı yapılacak ne ise onu yapmak cihattır, cihat iş becermektir.
İyiler helak olur mu?
Evet, kötülük çoğalırsa... (Buhari)
Mümin olarak yaşadıkça, gemimiz de yol aldıkça görevdeyiz.
Son olarak kitap bizlerin sorumluluklarımızı bize gösteriyor ve bizlerinde bu sorumlulukları yüklenip ona göre bir yol izlememiz gerekiyor. Sorumlu olduğumuz kişileri hakk'a davet etmeliyiz. Davet hidayetin zekatıdır. Bu sözü hayatımızın merkezine koymak gerekiyor.
İyi okumalar diliyorum, kitapla kalın :)