Ana karakterin günlük tarzında yazılarından oluşmakta eser. Kendine güveni olmayan, mutluluk kelimesini yaşamamış sayılabilecek bir adam Antonio Mathis. Günlüğündeki ilk günün cümlesi bile "Cesaretim yok." Gündelik hayatın altında ezilen Antonio'nun hayatı hiç konuşmadan, doğru düzgün göz göze bile gelmediği bir rahibeyle her gün bindiği tramvayda aynı anda binmeye çalışmaları gibi küçük tatlı noktalarla değişmeye başlıyor. Hayattan ilk defa zevk almaya başlamasını, sevmeyi öğrenmesini ve bundan önceki yaşantısında aslında onun kişiliğine ne kadar uymayan insanlarla hayatını paylaştığını fark etmesini okuyoruz.
Bu kitapta beni rahatsız eden yegâne şey ise bir sonuca bağlanmaması oldu. Kitaba büyük bir merakla başladım ancak beklediğim gibi bir okuma gerçekleşmedi.