Bırakın yargılarınız, sessiz, engelsiz gelişsin. Bunlar, her ilerlemede olduğu gibi, iç derinliklerden gelmeli ve hiçbir şey onları zorlamamalı, çabuklaştırmamalı. Hepsi. içte taşındıktan sonra bir doğurmadır. Bir duygunun her etkisini, her özünü içte, karanlıkta, söylenemiyende, şuur altında, akılla erişilemez olanda olgunlaştırmaya bırakmalı, büyük bir alçakgönüllülükle hiç ses çıkarmadan bekliyerek, yeni bir aydınlığın yere ineceği anı beklemeli: Buna işte ancak sanat yaşantısı denilir. Anlamak için, yaratmak için gereken sanat yaşantısı budur. Burada zaman ölçüsü yoktur, yıl yoktur. On yıl hiçtir. Sanatçı olmak demek : hesaplamamak, saymamak demek değildir. Sanatçı olmak demek, özünü zorlamadan, rahatça, bahar fırtınalarına göğüs gererek, ya ardından bir yaz gelmezse diye düşünmeden duran ağaç gibi olgunlaşmak demektir. Yaz gene de gelir ama, yalnızca sabredenlere gelir; önlerinde sonsuzluk varmış gibi tasarlanmadan sessiz ve yürekleri geniş olanlara gelir. Ben bunu günden güne daha iyi anlıyorum. Onu, gönül borcu duyduğum acılar içinde öğreniyorum: Sabır her şeydir.