Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi
Seyyid Hüseyin NasrGenç Müslümana Modern Dünya Rehberi Sözleri ve Alıntıları
Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi sözleri ve alıntılarını, Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi kitap alıntılarını, Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Müslümanın, kendisini yaratan Allah'ın iradesine göre yaşaması şarttır.
Güzel tabirmiş :D
Nietzsche aynı zamanda psikolojik bir bozukluğu maruz kaldığı için çağdaş geleneksel bir otorite onu "aydınlanmış psikopat" olarak tavsif etmiştir.
İnsan sadece bir dine iman ederek ve insan ile Allah arasındaki orijinal ahdi kabul ederek tamamen kendisi olabilir.
Bir İslam ülkesi modem teknolojiyi, eğitimi ve bilimi ne kadar çok kullanmışsa o kadar çok Batılı kültürel değerlere maruz kalmıştır çünkü görünüşte teknoloji ve bilim ile bir ilişkisi yokmuş gibi görünen bu değerler, modern bilim ve teknolojiyle içten içe bir bağa sahiptir. Bu daha fazla kültürel hegamomyanın neticesi İslam ın ve İslam medeniyetinin kimliğinin daha çok tehdide maruz kalması olmuştur.
İslâm, sadece, şehâdet ve Kutsal Kanun’un temel amellerinin kabulünden müteşekkil el-İslâm’ı değil, onunla beraber imanı da içerir. Daha sonra en üst seviyede ise İhsan’ı; yani insanın Allah’ın İrâdesi ile tam uyumlu yaşamasını, Allah’a mükemmel bir şekilde ibadet etmesini, Allah’ın irâdesini her zaman hatırında tutmasını ve Kur’an’ın “ Beni zikredin ki ben de sizi anayım.” Bakara 152. ayetinde buyurduğu üzere Allah’ı her an hatırlamasını mümkün kılacak bir fazilet ve ruh güzelliğini içerir.
Bu dünyada aşırı rekabet sürekli mücadele ve maneviyat eksikliği derin psikolojik ve sosyal yaralara neden olmuştur.
Çalışma
İktisadi yönüyle çalışma, her zaman dini bir vazife olarak görülmüş ve ibadet sayılmıştır.
Sayfa 81 - İZ yayıncılıkKitabı okudu
Sûfî tarikatları asırlar boyunca Peygamber’in iç temizliğine dair orijinal öğretilerinin muhafazasını, sünnetin takibini, insan ruhundaki güzelliklerin tezahür etmesini, insan varlığının dürüstlük, samimiyet ve tevazu ile taçlandırılmasını, imanın bâtınî manasının idrakini ve tevhidin mutlak manasının şuuruna varılmasını sağlamışlardır.
İslam’da neyin adil ve hangi davranışın cömertçe olduğuna insan kendi başına karar vermez, Allah’ın neyi adil ve cömert bulduğuna bakar.
İslâm, dini hayatın bir parçası olarak değil, hayatın tamamı olarak görür. İslâm’ın kendini gördüğü şekliyle din, hayatın ta kendisidir; yapıp ettiklerimizi, düşündüklerimizi ve hissettiklerimizi de içerir ve aynı zamanda, nereden gelip nereye gittiğimiz sorusuna da cevap verir.