Genç Temuçin

Cengiz Dağcı

Genç Temuçin Quotes

You can find Genç Temuçin quotes, Genç Temuçin book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
‘’Gök-Tengri verdi bize bu otlakları. Gök-Tengri Ötegey’i bize, biz kullarına gönderdi! Ah, önderim! Ötegey kurdu bu ulusun tüzüğünü, yasasını.’’
Aşağılık Duygusuna Veda
Çadırlar tarafından acı sesler çığlık ve feryadlar geliyordu kulağına. Ama aldırmıyordu Temuçin. Önce Kerulen'de babası Yestigey Bahadır'dan, sonra da Dai Seçen'den ve Çin ve Altay şamanlarından duyduklarını hatırlayıp düşünüyordu: "- Neden gökyüzü yeryüzüne küsüyordu? Neden gökyüzü gümbürdüyor ve ateşten kamçılar şaklatarak yeryüzünde yaşayan insanların yüreklerine korku salıyordu?" Altay şamanları: "Çünkü yaz günlerinde insanlar ırmaklarda deri, kete yıkıyor; kirli vücutlarını yıkıyor; Gök-Tengri şerefine kara renkli değil de ak renkli hayvanları kesiyorlar, ormanlarda mantar koparıyorlar da gökyüzü küsüyor" diyorlardı. Ama gerçekten öyle miydi acaba? Yoksa gökyüzünü küstüren başka bir şey miydi? Ormanlarda mantar koparmaktan, ak kuşlara ok atmaktan, nehir ve ırmaklarda post yıkamak ve ak renkli havvan kesmekten başka suç işlemiyorlar mı insanlar? Elbette ki işliyorlar. Ya ulusa karşı işlenen suçlar? Yalan, garez, cimrilikler; bunlar suç değil mi? Ya ulusun önderleri? Moğol hatunlan yarlar ve vadilerde sürünüp sürüklenirken Çin hakanlarına samur kürkler gönderip, Çin hakanlarının ellerini öpen öndlerler? Öz ulusunu hakir görüp, öz budunu hakir görüp Çin dilinde konuşanlar? Onlar suçlu değiller mi?
Sayfa 289 - Ötüken Yayıncılık
Reklam
Boyunduruk
"Takla Makan'ın ötesinde bir diyar var", diye düşünüyordu. "O diyarın hakanları altın kafeslerde yaşarlar. Vücutlarını ipeklere sararlar. Takla Makan'da ne kadar kum varsa o kadar insan yaşar o diyarda. Ama o diyarın insanları köle. Hatunları yavrularını köle olarak doğururlar. Tümü hakanın önünde elleri ve dinleri üstünde sürünüp
Sayfa 182 - Ötüken Yayıncılık
Düğün Akşamı
- Gökteki iki çocuk. Evlendiler. - Çocuklar mı? - Evet. - Nasıl evlenirler gökteki çocuklar? - Bizim çadırlarda da böylece evlendirirler öbür dünyadaki çocukları; ama ben ilktir görüyorum. - Ölü çocuklar evlenirler mi hiç? - Evlenirler ya. Bir babanın dört, beş; ya da altı yaşında olan bir kızı ölürse, az vakit geçince, aynı yaşta oğlan çocuğu ölmüş bir babayı aramağa koyulur. Öyle bir babayı bulunca ikisi başbaşa verir, konuşur ve ölmüş çocuklarını evlendirirler. - Ama nasıl? - Önce şamana giderler. Şamana çocuklarını evlendirmek istediklerini bildirirler. Sonra ya bir Uygur, ya da resim yapmasını bilen bir şaman bulurlar. Şu çadırda resim çizen ihtiyar gibi birini... Şaman, ya da Uygur kâğıda iki çocuğun resmini çizer, kağıdı götürüp kuru çıraların arasına kor ve kağıdı yakar. Ateşin dumanı göğe yükselirse eğer öbür dünyadaki çocukların evlenmiş olduklarından hemen haberli olurlar; iki baba ise o günden sonra yeryüzünün en mutlu insanı sayılır. Atlarını aynı otlaklarda otlatır, iki Anda'dan daha yakın olurlar birbirlerine.
Sayfa 58 - Ötüken Yayıncılık
-Ben de barış istiyorum ama suçlular yok edilmeden bu topraklar üzerinde barış olmaz.
Kötü Haber. Temuçin Kerulen'e Dönüyor
- Biz savaşçı değil miyiz? - Savaşçıyız. Ama bak hele, Merkitler Togrul Han'ın otlaklarına giriyor, ordalarını talan ediyorlar. Ya da tersine; Togrul Han'ın savaşçıları Merkit ordalarını talan ediyorlar... Kardaş ordalarını, hatunlarını, yavrularını alıp sazlıklara, ormanlara kaçıyor, kamışlıklarda gizleniyorlar. Moğol savaşçıları bir kez Tatar otlaklarına girerseler, Tatarlar Moğollardan öç almayı özlüyor, yıllarca unutmuyorlar. Bargutlar da, Oyratlar da, Curçenler de öyle. Birisi ötekine yağı. Bugün anda'yız diyorlar, öbürsü gün kılıçlarını çekip tümenlerini birbirlerine karşı sürüyorlar. Birlik yok. Biz Çinlilerle dostça geçinmeliyiz. Onlara tuz, deri satmalıyız, ordaki zenginliği, az da olsa, kendi Ordalarımıza getirmeliyiz. Savaş bize bir şey vermez. Doğrudur, onlar bizi sevmiyorlar. Bizim Ordalarımızın birbirine yağı olmasını, birbirleriyle savaşmalarını arzuluyorlar. Tatarları Moğollarla, Moğolları Tatarlarla kapıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Onlar olmasa idi, Burhıçın-tögüm bir bütün ulus olurdu belki. Ama elde mi? Yok, Temuçin, şimdiye değin olmadı bu. Senin büyük baban Kabul Han bu ulusları birleştirmeğe kalktı. Üstelik çoğunu birleştirdi de! Ama sonunda ne oldu? Çin hakanları Tatarları size karşı kışkırttılar. Tatarlar da sizi kılıçtan geçirdiler. Sonra Burhıçın-tögüm diyarını Tatarlar birleştirdiler. Sonunda ne oldu? Hiç! Senin baban Yesügey Bahadır Temuçin Üge'nin çadırlarını çiğnedi, ordasını talan etti. Görüyorsun ki olmuyor. Olmadığı için de Çinlilerle dost olmalıyız.
Sayfa 137 - Ötüken Yayıncılık
Reklam
125 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.