“Bir an önce, hemen şu anda bambaşka bir insan olmalı, bambaşka bir yaşam sürmeye başlamalıyım.” Böyle dediğim halde uzun bir süre daha hayallere dalıp hiçbir şey yapmadan pencerenin önünde oturdum.
Kendimi her zaman ilginç şeyler söylemek zorunda hissettiğimden dolayı, amaçsız bir şekilde dolaşmaya tahammül edemediğimi, eğer dolaşmak istesem bile bunu yalnız yapmayı sevdiğimi söyledim.
Akşamları, odamda mum ışığında yalnız otururken, mumun fitilini düzeltmek veya daha rahat oturmak için kafami kitaptan bir an kaldırınca, her yerin ne kadar karanlık olduğunu fark eder, evi saran sessizliği dinlerdim.
İnsan zekasının her şeye kadir olduğuna inandığım zaman mı daha haklıydım, yoksa gelişme yeteneğimi yitirip insan aklının kudret ve öneminden kuşku duymaya başladığım şimdi mi?