"Hicran haftalarca, aylarca... sürer
Mutluluksa gün içinde an gönlüm
Yerkürede böyle kurulmuş düzen
Bu da geçer, dayan gönlüm, yan gönlüm.
Umut tepemizde ebemkuşağı
Umutsuzluk ateş, zehir, kan gönlüm
Bu hasret ölümden kalmaz aşağı
Cennet öbür dünyalarda san gönlüm...
Geceler ne denli olsa da uzun
Sonsuz değil, çalınacak çan gönlüm
Ufukları sarsa lacivert hüzün
Siyah kızıllaşır, gelir tan gönlüm."
"Eğilmiş öpmek için
Yorgun yatan denizi
Kıskanç bulut kol germiş
Göstermez gök benizi
Yalvaran bakışlarla
Bakarken sola sağa
Yutkundu, haber saldı
"Yetiş" diye rüzgâra
Derken müphem de olsa
Kıpırdadı yapraklar
Gönülsüz, metazori
Aralandı bulutlar.
Aman Allah ne sevinç
Ne muhteşemdi
O an;
Hasretle öpüşürken
-Yalnız gözlerim değil-
Denizdi, deniz
Yanan!.."
"Bir bütünün kırılmış bir parçası
Bir zincirin düşürülmüş halkası...
O olmazsa tam olmuyor dahası
Arıyorum, aranırım, ararım.
Uzanıp sırt üstü çimenliklere
Baktığımda bulutlara, göklere
Duyumsadım içimdeki boşluğu
Varoluşun sisinde sarhoşluğu
O gün bu gün demir bastonla çarık
Káhi derviş oldum, kâhı kör âşık
İsmi yok, cismi yok, karmakarışık....
Çekim merkezine yol almaktayım.
Onsuz eksik en muhteşem anlarım
Ruhum mahzun, gülücüklerim yarım
O varsa tamamım, o varsa varım
Yokluğunda sebep de yok, son da yok..."