You can find Geniş Bir Nehrin Akışı: Yaşar Kemal books, Geniş Bir Nehrin Akışı: Yaşar Kemal quotes and quotes, Geniş Bir Nehrin Akışı: Yaşar Kemal authors, Geniş Bir Nehrin Akışı: Yaşar Kemal reviews and reviews on 1000Kitap.
Shakespeare "Para, göze görünen tanrıdan başka bir şey değildir. Para evrensel orospudur. İnsanların ve ulusların ceplerinde ve banka cüzdanlarında taşıdıkları pezevenkleridir" der Atinalı Timon'da.
Çok katmanlı yapıtlardır Yaşar Kemal'in romanları. Her katında arkeoloji, höyük, mezar, söylence, masal, destan gerçeği yatar. Geçmiş yeniden canlanır...
"...ağaları besleyen devlettir. Arkalarında adliye vardır, vali vardır, candarma vardır. Biz yoksul köylülerin ise öpecek kendi yumruğundan başka bir şeyi yoktur."
Benim okumam yazmam yoktur. Kağıda kalem sürmesini bilmem ama Yaşar Kemal'i de, İnce Memed'i de bilirim. Efendim bu İnce Memed, vaktiyle Çukurova ağalarına karşı çıkmış, eşkıya olmuş. Bu çok mühim. Ağalara karşı çıkan herkes mühim. Böylesi insanlara ben her zaman saygı duyarım.
"En sağır insan, duymak istemeyen insandır" diye bir söz vardır. Bu söz, bu ülkeyi yönetenlerle bu ülkeyi sömürenler için söylenmiş olsa gerek. İşlerine gelmediği zaman üç maymunu oynarlar: görmedim, duymadım söylemedim... Çıkarları için yılanı bile kırkmaya çalışırlar.
Ahmet Taner Kışlalı, Yaşar Kemal'le yaptığı bir söyleşide Yaşar Kemal'e soruyor:
"Bir köy çocuğu olarak, Köy Enstitüleri olayını nasıl değerlendiriyorsunuz?"
Yasar Kemal:
"Hoca geliyor, söylüyor, çocuklar ezberliyor. Bu, çocukları köleleştirme eğitimidir. Köle olan köle yapmaya çalışır. İnsanlar her yerde böyle yetiştirildikce barış olmaz... Biz Köy Enstitüleri ile eğitime, yaşayarak ve yaratarak eğitimi katmıştık. Böyle bir eğitime doğru gidilseydi, dünyada savaş olmazdı. Öyle yetişen insan, atom bombasını atamazdı. Çünkü o, doğayla, gökyüzüyle, eşyayla birlikte gelişen gerçek bir insan olurdu. 20.yüzyılda Türklerin yarattığı ve insanlığa armagan ettiği en büyük iştir Köy Enstitüleri.
Yaşar Kemal, bugünlere geleceğimizi, özen göstermezsek dilimizin yozlaşacağını ta 11 Eylül 1960 tarihli yazısında belirtmiş ve yetkilileri uyarmıştı:
"Önce kültürünü, dilini seveceksin ki, başkaları da sevsin. Sen bir Türkmen kocası Yunus'un kim olduğunu bilmezsen, onu yüreğinin başında duyup sevmezsen kimsecikler sevmez. Dadaloğlu'nu, Pir Sultan'ı, Sait Faik'i anlamazsan, sevmezsen, inanmazsan bunların varlığına, kimsecikleri inandıramazsın, kimseciklere sevdiremezsin kültürünü. Zorla da olsa hiç kimse senin dilini öğrenmez.
... Sen kültürüne, sanatçına gereksiz yaratıklar gibi bakarsan, el daha çok bakar."