Sonsuz bir hoşgörü ve adaletle düşünüp hareket etmek istiyordu . Çünkü , her türlü dogmadan arınmış , kurtulmuş , özgür fikirli bir kişi olarak kendi tutkusuna boyun eğer duruma düşmekten korkuyordu .
İstenilen şekle girebilen becerikliliği , hangisi olursa olsun , iktidar hükümetine yaltaklanan saygısı sayesinde yüksek bir yere ulaşacağını kesinlikle umuyor , hep o düşle yaşıyordu .
Yer yarılmış da, sanki dürüst insanlar toprağın altına girmişti, evrensel aptallık ve uyuşuklukların gölgesinde cehalet yüce saltanatını sürdürüyordu.“