You can find Featured Gerçek Tarihin Peşinde books, featured Gerçek Tarihin Peşinde quotes and quotes, featured Gerçek Tarihin Peşinde authors, featured Gerçek Tarihin Peşinde reviews and reviews on 1000Kitap.
Yazar kitabını yazılış amacını şu sözlerle açıklıyor ilk sayfalarda; “Kitaptaki her bölüm, okurun aklına, kalbine, vicdanına bir kıymık gibi saplansın, onu rahatsız etsin..”
Kitap, tarihte yaşanan birbirinden bağımsız bir çok olayın yanlışlarını düzeltmek için özellikle yabancı kaynaklara göre belgelendirmeye çalışılarak hazırlanmıştır.
Keyifli okumalar..
Mesela İkinci Meşrutiyet'in
"tarih darbesi" nden önce yazılmış ve
Sultan 2. Abdülhamid döneminde basılmış önemli bir metin olan son vakanüvis Abdurrahman Şeref Bey'in Tarih-i Devlet-i Osmaniye'si (ilk cilt 1891, ikinci cilt 1895'te basılmıştır), calib-i dikkattir ki, çağ tasniflerini bizim alışık olduklarımızdan farklı yapmaktadır. Bu kitapta Osmanlı tarihini "Kuruluş ve hareketlenme", "Uyanış ve kuvvetlenme", "Büyüklük ve işlerin yoluna girmesi", "Duraklama ve bölünme", ve "Yenileşme ve ilerleme" şeklinde bölümlenmiş görmekteyiz. Son bölümün bizim kitaplarımızda "Çöküş" başlığı altında yazılmasına mukabil, Abdurrahman Şeref Bey'in tarihinde "Teceddüd ve terakki" (yenilenme ve ilerleme) başlığı altında zikredilmiş olması ilginç bir manzara ortaya çıkarmaktadır, zira bizim çöküş diye bildiğimiz bir zaman dilimi, o olayın içindeki insanlara hiç de öyle görünmeyebiliyor, tam tersine, bir ilerleme dönemi olarak tasavvur edilebiliyordu.
Hem Osmanlı'nın tek derdi Batı' ya doğru ilerlemek miydi sahiden de? Hiç başka 'derdi' kalmamış mıydı? "Ta Viyana kapılarına kadar dayandık" klişesini dinleyip durduk yıllardır, üstelik Viyana'nın Osmanlı başkentine Van'dan daha yakın olduğunu düşünmeden tekrarladık bu sözü. Niçin "Ta Van'a kadar, ta Bağdat'a kadar, ta Hindistan'daki Goa limanına kadar gittik" demiyoruz da, Viyana'ya kadar gitmeyi en kayda değer marifeti sanıyoruz Osmanlı'nın?
Bizim tarihimiz Batı' dan bakılarak yazılmıştır da ondan. Kuruluş ve yükseliş, onları ilgilendirdiği kadarıyla yazılır ve Kanuni Sultan Süleyman adeta onlar 'Muhteşem' dedikleri için büyüktür. Batı karşısında, ancak onlar karşısında başarılı olduğu için büyüktür bir başka deyişle. Çünkü Batılılar, yine tarihin mihveridir, mihenk taşıdır, nireng noktasıdır. Osmanlı kuvvetleri ne zaman ki Garp cephesinde başarısız olmaya başlamıştır, işte o zaman gelsin 'duraklama' dönemi;ne zaman ki savaşlarda yenilgiler peş peşe gelir olmuştur, o zaman gelsin 'gerileme' dönemi;ve ne zaman ki Osmanlı'nın gövdesi Batı' nın müdahaleleriyle kemirilip parçalanmıştır, bölünmüştür, o zaman da gelsin 'çöküş' dönemi.
Görüldüğü gibi tamamen Avrupa-Batı coğrafyası ve tarihi kıstas alınarak ve oradan bakılarak yazılmış tek yönlü, tek eksenli ve tek yanlı bir tarih karşısındayız Osmanlı tarihi denilince.
Böylece 1071 tarihinde gerçekleşen Malazgirt Savaşı, Abbasilerin yıkılışından sonra beliren otorite boşluğunda Güneydoğu Anadolu ve Irak'ta kurulmuş olan bağımsız Kürt emirliklerinin de sonu olacaktı.
Eser birbirinden bağımsız birçok konunun yanlışlarını ele alarak düzeltmek amacıyla yazılmış.
Bütün bu düzeltmeleri gerek yerli gerek yabancı kaynaklarla destekleyerek ispatlamaya çalışılmış.
Köşe yazısı niteliği taşır özellikte...
Karacaoglan şiirinden,Hirat Dink'e,Çalıkuşu romanının değiştirilerek içindeki Osmanlı ve İslama örnek teşkil eden kısımların çıkartılarak Cumhuriyet Turkiye'sine uyarlandigi,Timur'dan Malazgirt Savaşı 'na,Kanuni'den Evliya Çelebi 'ye ,Muhteşem Yüzyıl dizisine ,ev hanimliginin nasıl ortaya atıldığı, feministlerin tüm kadınlar yerine kendi görüş ve ideolojilerine hizmet edecek şekilde yapilanmasina, düşünce yapılarının çıkara göre sekillendigi ,Nazım Hikmet'in komunistligine, masonluktan,Özgürlük Heykeli'ne,Mimar Sinan ve Mihrimah Sultan'a ve tarihi bilmeden uydurma yazılar yazan yazarlara kadar geniş bir çerçevede ele aldığı konuları konuşma üslubuyla izah etmiş.
Biraz düşündürücü biraz kafa karıştırıcı bir eser...farklı bilgilere ,daha önceden bildiğimiz birçok konunun bildiğimizin dışında nasıl oluştuğuna dair farklı görüşlere sahip olabileceğiniz ve de arastirmalarinizda yönlendirici olabilecek bir eser diyebiliriz....