İndiler maden ocaklarına dizi dizi, peş peşe. Grizu mu patlar, sel mi basar? Korkuyu insan mı üretir, acı nasıl tükenir? Kara elmas kimden can alır, kime can verir?
"Sen yarı taşralı bir bayansın Saliha Hanım" diyordu, "bu kent elbette yutacak seni. Geldiğin küçük kentin bildik havasını, güvenliğini bekleme. Bu koca kalabalığa eklenmiş yeni bir parçasın, eklemeliğin her yanından akıyor. Kalabalık içindeki gerçek yerini bir türlü saptayamıyorsun. Sen sabah treninden boşalanların bir parçası mısın, yoksa fakültede gördüklerinin bir parçası mı? Hatta ailenden biri misin?... Sen bir karmasın Saliha Hanım. Ne tam onlardan birisin ne de onlardan ayrı. Bu yüzden sallanıp durman, güvensizliğin."