Gıdayı yemek ile eş anlamlı kullanan insanımızın lügatında gıdanın bir karşılığı yok. Gıdanın manası, kutsallığı,uğruna savaşılan bir şey oluşu falan unutuldu, elimizde sadece lezzet ve kalori hesabı kaldı.
John Steinbeck'in Gazap Üzümleri, Konut Hamsun'un Açlık'ı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban'ı raflardaki klasik eserler. Tarihe not düşülmüş bile olsa, okunmayan kitap sadece kağıttır.
Toplumun inanmak istediği yalanlar; hiçbir kanıtın, araştırmanın, fikrin müdahale edemeyeceği bir dokunulmazlıktadır. İnanılmak istenen bir bilgi, binlerce deney sonucundan önemlidir.
Hayat; fizik, kimya, biyolojiyle tanışmadan, matematiğe hayranlık duymadan, istatistik ve ekonomiyle en az bir kez haşır neşir olmadan, algoritmik düşünme ve planlama keşfedilmeden doğru yorumlanamaz.