İnsanoğluna ait en eski, en ilkel duygu içinde bir yerlerde filizlenmeye başlamış, büyüdükçe büyüyordu. KORKU. Onlarca duygu arasında belki de insanın hayatta kalmasını sağlayacak tek duyguydu.
Ölümün kendisinde bir şey yoktur. O sadece anlık bir yaşayıştır. İnsanları korkutan ona yaklaşma ve onu yaşama şeklidir. Bir araba çarpması, ani bir kalp krizi, kalbe saplanan bir kurşunla ansızın hayatın sonlanması...
Tanrı'nın adaleti er ya da geç seni bulur."
O zaman öldürülmeyi hak etmiş miydi? "Tanrı kaderimizle bizi sınar, hak etmediğin bir şey başına gelse bile muhakkak bir bildiği vardır."
Yoksa bu tamamen onun kaderi miydi?