Cem Akaş bir şeyler denemiş ve bu denemesi çok da güzel olmuş. Denemesinde ne zorluklar var ne de yorucu bir şey.
Öncelikle kitabı üç bölüme ayırmış Cem Akaş.
İlk bölümde, tarihte yeri olan cinnet girişimini, katliam girişimini ele alıyor. Buna göre ikiz kardeşler Urbino'da önlerine geleni öldürmeye başlıyorlar. Bu bölümünü ilginç yanı metinde hiçbir noktalama işaretinin olmaması. Ne virgül, ne nokta ne de başka bir şey. İkiz kardeşler arasındaki diyaloglar, bir düz diğeri italik yazıyla anlaşılıyor.
İkinci bölüm, bu katliam girişimlerine tanıklık eden, buna maruz kalan kişilerin ağzından o ana gelene dek Urbino'da yaşadıkları, Urbino'ya gelmeden önceki yaşam hikayeleri. Bunların içinde; aşklar, umutlar, beklentiler...var. Ama son an Urbino.
Bu bölümde de ilk bölümdeki gibi noktalama işaretlerinde bir denemesi var Akaş'ın. Bu bölümde sadece virgüller kullanılıyor ve metin, tek bir cümleymiş gibi ardı ardına okunuyor.
İlk bölümdeki noktalama işaretlerinin olmayışında kazanılan hız, burada soluk aldırıyor okuyuculara.
Üçüncü bölüm ise Urbino'ya gelecekler için bir kent rehberi. Coğrafyasından tarihsel yapısına, kişilerine kadar bir tanıtım kitapçığı gibidir bu bölüm ve görüldüğü, okunduğu kadarıyla kasıtlı hatalı bilgiler içeriyor. Bu da denemenin bir bölümü tabii.
Güzel bir deneme olduğu kabul edilecektir herkesçe. Son bölümün ilgi çekici görünmeyen yanlarını da hesaba katmazsak güzel bir kitap yazmış Akaş.