Vadideki Zambak, Goriot Baba ve şimdi de sıra Gizli Başyapıt'ta.
Balzac'ın genel özelliği uzun betimlemelere sıkça yer vermesi. Açıkçası beni bazen sıktığı oluyordu. Özellikle de Vadideki Zambak'ta sıkılmıştım. Ama bu kitap benim için farklıydı. O uzun diyaloglar, o upuzun betimlemeler hiç mi hiç sıkmadı. Hatta hoşuma gitti.
Gizli Başyapıt'ın tutkulu başkahramanı ressam Frenhofer. 17. yy'da yaşayan ressamımız eserinin üzerinde tam on yıl çalışır. O resim onun hayatı olmuştur. Onunla kalkıyor, onunla yatıyor, kusursuz olması için elinden ne geliyorsa yapıyor. Resmi bitirir. Daha önce tanıştığı iki gence bir şekilde resmi gösterir. Gösterir ama gençleri ve biz okurları çarpıcı, hiç beklenmedik bir sürprizler silsilesi beklemektedir. (bundan dolayı sonu bir kaç kez okumama neden oldu. Hatta şimdi gidip bir daha okuyacağım)
Gizli Başyapıt birçok kişiyi etkileyen bir eser olmuştur. Picasso, Cézanne gibi ressamlar haricinde Henry James gibi bir yazar, hatta Jacques Rivette gibi bir sinema ustası.
Bu kısa kitapta sanat üstüne saptamalar, kuşkular, tutku, uç noktada kusursuzluk arayışı -delilik- yer alıyor.
Son olarak kitap için canım @fame1606 a çok teşekkür ederim.