Kitapta; öldükleri için ebediyyen bir arada, bir odada kalmak zorunda olan üç kişi, her biri diğerinin vicdanında tutsak olduğundan, sonsuza kadar kendi kendilerini yargılamaya mahkûmdur.
Bu sarsıcı kitapta; kişilerin özgürlüğe ulaşma çabasında başkalarının özgürlüğünü bulmasını kısıtladığının altı çok iyi çizilmiş. Dışarı çıkılamaz, uyku uyunamaz, diş fırçası kullanılamaz, yatağı olmayan cehennemde bir araya gelen üç kişinin giderek daha çok konuşmaya, geçmiş yaşamlarından söz etmeye ve konuştukça da gerçek kişiliklerini ortaya dökmeye başlamaları, akıcı bir biçimde anlatılmış. Her biri ilk önce kendi geçmiş yaşamlarını çarpıtarak, yalan söyleyerek ve eksik bırakarak anlatırken, maskelerinin de yavaş yavaş düşmeye başlamasını; konuştukça kendilerini olduğu kadar karşılarındakini de yargılamalarını sarsıcı ve düşündürücü bir şekilde okuyoruz.