Genellikle kalın kitaplardan korkarım, bu kitaptan da korkmuştum ama o kadar sürükleyiciydi ki. Her bir karakter çok güzel analiz edilmişti. Onların yaşadıklarını ben de yaşadım sanki. Her cümleyi bir bir gözümde canlandırdım.
Yazarın kalemi gerçekten çok güzelmiş, aynı zamanda çevirmen de mükemmel bir iş çıkarmış.
Kitapta tam bir “ dark academia” havası vardı. Bir kar yağdı, bir yağmur. Kış geçip bahar geldiğinde bile o karanlıktan kurtulamıyorsunuz asla. Çünkü ortada gerçekten saklanması gereken büyük olaylar var. Bazen karakterlere sinir oluyorsunuz, bazen anlıyorsunuz ve kendinizi onlarla özdeşleştiriyorsunuz. Sadece şunu merak ettim, yazar böyle bir konuyu nerden buldu da kağıda döktü acaba…
Karakterler arasında en sevdiğim Richard oldu. Camilla ve Charles olayını hala çözemedim. Çok değişik karakterlerdi. Henry’i ise hep soğuk gerici bir tip olarak hayal ettim zihnimde. Kitap boyunca da gereksiz sakin tavırlarıyla çok gerdi.
Kitabı gerçekten heyecan ve gerginlikle okudum. Herkes sever mi? Sanmıyorum ama herkesin okumasını da isterdim aslında :) ( kitabın havasını yakalamak için gece vakti, sessizlikte okuyun bence)