Quotes

See All
Birisini öldürmek mi istiyorsunuz? O nu Tanrı yapınız
Bu, öldürme yoludur; bir insanı öldürmek mi istiyorsunuz, "Tanrı" yapınız, böyle diyoruz. 1925/1926 takvimindeyiz, çok insan kırıldı, "Tanrı" icat mevsimindeyiz. Aydınlık'tan mı korkuyorsunuz, "Mesih" bulunuz... Mesih'in ışığı hayli kuvvetlidir, gözü öyle alır ki, artık göremezsiniz; bunu da ilave ediyoruz. Obscurantisme başlar ve neden-sonuç ilişkisi ortadan kalkıyor; Mesih, bunun için iniyor. Aslında ışık ya da "nur" öylesine kuvvatlı ki, iniyor mu çıkıyor mu, buna da karar veremiyoruz. Mesih, karar verememe hali'dir. Başkaları veriyorlar, judaik ilim ve hurufiye bu konuda hayli vazıhtır; hurufatın rakamları var. Mustafa, 199 ve Kemal, 91 ve elgazi, 1049; yekûn, 1339 olmaktadır. Mükemmel, Gazi Mustafa Kemal, yekünen, 1339 olmakla, işte bu 1339, İsevi takvimle 1923 veriyor ve buradan Gazi Mustafa Kemal'in 1923 yılında cumhur reisi intihap edileceğini ve de bihakkın edildiğini çıkarıyoruz. Bunu bize ifşa eden de, Türkiye Yahudiliği'nin büyük alimi Avram Galanti'dir. Galanti'nin aydınlığı gözlerimizi kamaştırmaktadır; medyun-u şükran olduk. Ve biz hala 1925/1926 takvimindeyiz ve bir büyük kırım var ki kasıp kavurmaktadır. İşte bu ateşli kasırga eserken memleketteki büyük münakaşalardan biri de Mustafa Kemal'in heykelinin dikileceği yerdi, Bayezid mi Eminönü mü, çok mühim bir tartışmaydı...
İnsanoğlunun en büyük yaşatanı ve en büyük zehiri, alışmaktır. Domuzlar, burunlarını pislikten, güzel olduğu için değil, alıştıkları için koparamıyorlar. Ve meraksızlık, isyansızlık'tır. İsyan'sızlık ise, insansızlık'tır.
Reklam
Masal'lar kaba tarihlerden daha incedirler, okunmaları da zeka istemektedir, Nasreddin Hoca'nın fıkraları paradoks ve ince çelişkilerle meşbudur. Dolayısıyla vulgarizasyona gerek yoktur, böyle bir durumda taraflardan birisini diğerinin casusu veya metbuu görmek ise ahmaklıktır, teyiden yazıyorum.
Başlarken
"Insan , bir tarifler bütünüdür .Tariflerden çıktığı zaman ise sürüdür."
Velidi Togan'ın Bolşevikler'e yenildikten sonra, Çeka peşinde kaçarken, Mustafa Suphi'nin evinde saklanması çok öğreticidir, üzerinde ayrıca durmak zorundayım.
Tekrar geriye dönecek olursak, kemalist altın çağ'ın pek de aydınlık olmadığını kolaylıkla gösterebiliyoruz. Bir kez, dillere destan ve övüle övüle bitirilemeyen Sadabat Paktı'nın pek de tarafsızlık ihtiva etmediğinden emin olabiliriz. Çünkü, Sovyetler Birliği öyle takdir etmemek bir yana hayli rahatsız olmuştu. Kaldı ki, İngiliz nüfuz bölgesindeki devletlerle arasındaki bir ittifakın tarafsızlığı fazla hayalidir; Sadabat Paktı hep Londra çizgisinde sayılıyordu. Bir edebiyattır ve hiçbir işe yaramadığını biliyoruz.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.